Ülke kaynıyor. CTP Milletvekili Asım Akansoy, El-Sen Başkanı Kubilay Özkıraç’ın elinden tutup, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı önünde yumurta kırarkan (!) vatandaş tüp gaza yapılan 17 TL’lik zammın şokunu yaşıyordu.
Nereye dokunsak tel tel dökülen bir noktaya doğru gidiyoruz.
Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Kıb-Tek’in yaptığı akaryakıt tahlillerinin kamuoyundan gizlendiğini öne sürerken, “Bile bile bizi zehirliyorlar” iddiasını ortaya attı.
Ancak bu bile çivisi çıkan ülkede gündemin ilk sıralarına yerleşemedi.
Ülkenin iktidar partisi UBP, adeta mahalle yanarken saçını tarıyor.
Kurultay öncesi yapılmak istenen tüzük değişikliği tartışmalarında sinirler giderek geriliyor.
Genel Başkan Ersan Saner, “Kurultayın 6 ilçede yapılması için MYK’dan onay aldık” derken, kurultaydaki rakipleri Hasan Taçoy, Zorlu Töre ve Faiz Sucuoğlu değişikliklere karşı çıkıyor.
Herkes sandık geldiğinde son sözü vatandaş söyleyecek diyor.
Ancak bundan önceki seçimlerde de vatandaşın az çok nasıl karar verdiğini, en iyi Prof. Dr. Mehmet Çakıcı’nın sözleri özetliyor. Çakıcı, “Oyunu bin TL’ye satan zarar eder” derken, aslında seçmene de önemli bir mesaj gönderiyor.
Tüm bu tartışmalar yaşanırken, son yaşadığımız pasaport krizinde 14 pasaportun iptal edilmesi karşısında “Oh olsun” diyenler, dün bu kararlarını bir kez daha gözden geçirmek zorunda kaldı.
Çünkü pasaportu iptal edilenler arasında 10 isim daha eklendi. O isimler arasında turizmciler, bankacılar, politik olmayan isimler de vardı.
Ülke bu hengamenin içinde savrulurken, halkın sorunlarına değil parti iç meselelerine yoğunlaşan siyasetçiler sokakta eleştirilerin bir numaralı hedefi oluyor.
Çünkü vatandaş siyasetçilerin kavgasını değil, kendi yaptıkları ekmek kavgalarının gündem olmasını bekliyor.
Bunu anlamamakta direnen siyasetçiler için ise önünüzdeki dönemde sandık kurulduğu andan itibaren siren sesi şimdiden çalıyor. Bizden söylemesi…