Rum Eğitim Bakanlığı, Oxford kitabı öğrencilere dağıtmadan önce, Atatürk’ün kahramanlığından söz eden 36’ncı sayfanın yırtılmasını istedi.
Üstelik bunu çok büyük bir maharetmiş gibi acil koduyla tüm öğretmenlere gönderdi.
“Yırtılması” talimatı verilen sayfada “Türkiye’nin En Büyük Kahramanı” başlığı altında Gazi Mustafa Kemal Atatürk konusu işleniyordu.
Bu hamleyle akıllara zarar bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha anladık.
Bu ortaçağ kafası zihniyete şunu sormakta fayda var.
Kitabın 36. Sayfasını yırttınız diyelim de tarihi ne yapacaksınız. Mustafa Kemal Atatürk’ü orada nasıl yok edeceksiniz?
Siz deve kuşu misali başınızı kuma gömdüğünüzde o tarihi gerçeklik yok mu oluyor?
Tarihe şöyle bir göz atalım.
Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nın hemen ardından 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile tüm dünyada ses getirmişti.
Bugün 98 yaşında olan dünyaca ünlü Time dergisi,1923 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ü kapak yaparken şöyle diyordu: “Mustafa Kemal Paşa, O hiç şüphesiz modern tarihin en büyük isimlerinden biridir. Ve şimdi Türkiye’nin kazandıklarına sahip çıkmaya azimli olarak Batı’nın gizli güçlerine karşı duruyor.”
Dergi 1927 yılında Atatürk’ü ikinci kez kapağına taşıdı. Bu sırada genç cumhuriyet hızla büyümesiyle övgü topluyordu.
Bu yeterli gelmedi mi?
O zaman size Megalo İdea’nın mimarı, modern Yunanistan'ın en önemli siyasetçilerinden Venizelos’u örnek verelim.
Savaşta yenik düşen Yunanistan'ın önderi Elefterios Venizelos, 1930'da heyetiyle birlikte Ankara'yı ziyaret etti.
Yani Anadolu iki halkın kıyasıya çarpıştığı savaşın bitiminden sadece sekiz yıl sonra.
Ankara Palas'ta verilen davette Mustafa Kemal Atatürk ile 'baş başa' görüşmüş ve dönemin başbakanı İsmet İnönü'yle Türk-Yunan Dostluk ve İşbirliği Anlaşması'nı imzalamıştı. Dönemin Yunan gazetelerine göre, Venizelos'a Ankara ziyaretinde eşlik edenler, Atatürk'ün Yunanistan Başbakanı ile yaptığı görüşmede fevkalade iyi Yunanca konuştuğunu öne sürmüştü.
Bu ziyaretten sonra Başbakan İsmet İnönü 1931'de Balkan Oyunları'nı da izlemek için Atina'ya resmi bir ziyaret gerçekleştirdiğinde Yunanistan'ın başkentinin ana caddeleri Türk ve Yunan bayraklarıyla donatılmıştı.
Atinalılar Türkiye'den gelen resmi misafirleri yollarda sevgi gösterileriyle karşılıyordu.
Türk heyetine eşlik eden Türk askerleri, Yunanistan Parlamentosu önündeki 'Meçhul Asker Anıtı'na çelenk koyma töreninde Yunan askerleriyle birlikte hazır bulunmuştu.
Dönemin gazetelerinde manşet olan bu olaylar, yabancı basın tarafından da hayretle karşılanıyordu.
Venizelos, Mustafa Kemal ile yüz yüze tanışmış olmasından duyduğu memnuniyeti anılarını kaleme aldığında, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunun karakterinden, samimiyetinden ve Türkiye'de yaptığı reformlardan son derece etkilenmiş olduğu görülüyordu.
Venizelos, dünya basınını şaşırtan hamlesini ise 1934 yılında yaptı.
Atatürk'ü Nobel Barış Ödülü'ne aday gösteren Venizelos, bir yandan mağlubiyet sancıları çeken, savaşın yaralarını sarmaya çalışan, üst üste yapılan darbelerin bedeline katlanan ülkesi için yeni bir sayfa açmak istiyor; diğer yandan Türk-Yunan barışının kalıcı olması gerektiğine inanıyordu.
Venizelos, samimiyetine güvendiği Mustafa Kemal Atatürk'ü Nobel Barış Ödülü'ne layık gördüğünü, üç sayfalık mektupla bildirdi.
Mektubun ilk bölümünde Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşı'nda verdiği mücadeleden sonra yeni bir ulus devlet olarak doğan Türkiye'de yaptığı reformları, Yunan halkının Türkiye'deki bu başarıları takdirle karşıladığını sıralıyordu.
Mektubun son bölümünde ise şu satırlara yer verilmişti:
'Küçük Asya Felaketi ertesinde saygın bir ulus devlet olarak yeniden doğan ve anlaşabileceğimize kani olduğumuz Türkiye, uzattığımız dostluk elini büyük bir samimiyetle sıkarak kabul etmiştir. Bu yaklaşımımız, halkların düne kadar olan çok ciddi anlaşmazlıklarını gidermelerine örnek olacak. Halklarımız, yalnız olumlu sonuçlar getiren samimi bir barışın nimetlerinden faydalanacak. Yaklaşımımız, gerek ülkelerimizin gerekse de Orta Doğu'nun barış düzenine hizmet edecektir. Bu barışın sağlanmasında en değerli katkıyı gösteren kişi, Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa'dan başkası değildir. Bu nedenle, 1930'dan bu yana Yunanistan hükümeti başkanı olarak Yakın Doğu'ya yeni bir dönem getiren ve barışı sağlayan Türk-Yunan paktının imzalanmasından sonra, siz Nobel Barış Ödülü saygın üyelerine, Mustafa Kemal Paşa'yı bu kıymetli ödüle layık görmekten şeref duyduğumu belirtir; adaylığını kabul etmenizi arz ederim.”
İşte Megalo İdea’nın mimarı Venizelos’un sözleri. Rum yönetimi o sözleri evire çevire okusun. Ne demiştik. Kitabın bir sayfasını yırtabilirsiniz. Peki tarihi ne yapacaksınız?