Yaklaşık 1.5 yıl aranın ardından çocuklarımız bugün nihayet ders başı yapıyor. İlköğretimde 24 bin öğrenci için bugün, orta öğretimde 26 bin öğrenci için yarın ilk ders zili çalacak.
Okulların kalabalığı, sınıfların durumu yıllardır malum. Kalabalık sınıflar hep dertti. Ancak bu kez bırakın dert olmasını pandemi nedeniyle kabusa dönmüş vaziyette.
Bilim insanlarının aylardır “maske, mesafe, hijyen” diye yaptığı uyarılara rağmen, biz ne okullarda ne mesafeyi gözetebildik.
Ne de gerekli hijyen malzemelerini okullara başlamadan temin edebildik.
Bakanlığın açtığı ihale ve takip eden süreçte gerekli hijyen malzemelerinin okullara temin edilebilmesi için en az bir aya ihtiyaç olduğu belirtiliyor.
178 sınıfta öğrenci sayısının 30’un üzerinde olması da bir başka endişe verici bilgi.
Günlük vaka sayıları haftalardır 100’lü rakamların altına düşmemişken, aşılanmada da ne yazık ki yüzde 55’i geçemedik.
Tüm bu karamsar tabloya rağmen okulların açılması elbette daha fazla ertelenemezdi.
Eğitimdeki bu endişeli başlangıçta istediğimiz kadar eksikliklerle ilgili Milli Eğitim Bakanlığı’na eleştiriler yöneltelim, bizim de vatandaş olarak üstümüze düşeni yerine getirmediğimiz bir gerçek.
Neden mi?
Dün Kıbrıs’ın güneyinde 44 bin 478 test yapıldı, sadece 100 yeni pozitif vaka tespit edildi. Güneydeki pozitiflik oranı 0.23 olarak açıklandı.
Peki ya biz…
Ülkemizde yapılan 10 bin 478 testte 134 pozitif vaka açıklandı…
Yani sonunda Güney’i geçtik.
Bu tabloda elbette dolaplardan aşıların taştığı ülkede aşılanma oranını yüzde 55’lerin üzerine çıkaramamamız önemli bir etken oldu.
Sağlık Üst Kurulu dün son dakika 12 yaş üzeri öğrencilerden test isteyince tam bir panik havası yaşandı.
Geçitkale Belediyesi Başkanı Hasan Öztaş, “Mahşeri kalabalıkla karşılaştık. İki öğrencimiz test kuyruğunda sıcaktan baygınlık geçirdi” diyerek yaşanan kaosu özetledi.
Sözün özü 50 bin öğrenci 1.5 yıl aradan sonra okullarına kavuşurken, hepimizin eli yüreğinde. Çocuklarımız ise önce Allah’a, sonra da öğretmenlerimize emanet…