46 yıl boyunca dikenli tellerin ardında kalan Maraş’ın kapalı olan kısmının açılmasının üzerinden 1 yıl geçti.
08 Ekim 2020 tarihinde sivil halkın ziyaretine açılan Kapalı Maraş’ı ilk gün 2 bin 332 kişi ziyaret etmişti. Aradan geçen bir yıllık süre içinde ziyaretçi sayısı 245 bini geçti.
Yolların asfaltlandı, kaldırımların onarıldı, kavşak ve kaldırımlara peyzaj düzenlemesi yapıldı, sokak ve caddelere solar enerjili aydınlatmaların yerleştirildi, bisiklet yolları oluşturuldu, plajlar açıldı.
Hayalet kent bir anda Kapalı Maraş’ı görmeye gelenlerini akınına uğradı.
Bu elbette daha başlangıç.
Kapalı Maraş’ta malların iadesi için Rum halkına yapılan çağrıya 400 hak sahibi olumlu yanıt verdi.
Bu kişiler Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurarak mülklerini geri almak istedi.
Rum yönetimi, bundan müthiş rahatsız oldu.
Başvuru yapan insanlara vazgeçmeleri yönünde büyük baskı uyguladılar.
Bir ölçüde de bunda başarılı oldular.
Çünkü eğer bu baskıyı yapmasalardı binlerce insan Türk tarafının çağrısına uyup, malının iadesi için başvuruda bulunacaktı.
Kapalı Maraş’ın açılması basit bir karar değildir.
Kıbrıs Türk tarafının uyguladığı yeni siyasetin, en kritik işaret fişeğidir.
Bütün müzakere masalarında toprak taviziyle masaya oturan Kıbrıs Türk tarafının, bu anlamda ilk vazgeçtiği yer olan Kapalı Maraş, artık Kıbrıs Türk toprağıdır.
Rumlar da şu gerçeği anladı:
Yıllardır pazarlık unsuru olarak boş tutulan Kapalı Maraş’ı bile geri vermekten vazgeçen Kıbrıs Türkü artık bir karış toprağı bile müzakere etmeyecek.
Akıncı döneminde verilen harita bu manada son tavizdi.
Rumlar bu gerçeği anladı anlamasına da ne yazık ki hala daha içimizde bu gerçeği görmeyenler var.
Maraş’ın açılışının birinci yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar net konuştu.
Bu açılım öyle göstermelik bir açılım değil. Maraş’ta mal-mülk meseleleri çözüldükten sonra pilot bölge dışındaki yerlere de yayılma olacak.
Demek ki neymiş?
Kapalı Maraş sadece cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kullanılmak üzere ortaya atılan bir seçim malzemesi değilmiş. Uzun yıllar sürecek yeni bir politikasıymış.
Umarım bu gerçekle yüzleşmekten kaçınanlar da bunu görür. Bizden söylemesi…