Meclis’te aylardır süren nisap krizi dün Başbakan Saner’in hükümetin istifasını Cumhurbaşkanı’na sunmasıyla neticelendi.
“Hükümetin daha fazla sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum” diyen Başbakan Ersan Saner, Meclis'te artık çoğunluğu sağlayamadıklarının altını çizerken, UBP’nin eğiliminin bir an önce erken seçime gitmek olduğunu vurguladı.
Ancak elbette bu noktada Cumhurbaşkanı Tatar'ın değerlendirmesi çok önemli.
Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı, 60 günlük süre içinde Cumhuriyet Meclisi çoğunluğuna dayalı bir Bakanlar Kurulu’nun atanmasına olanak bulunmaması halinde, Cumhuriyet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar verebilir.
Cumhurbaşkanı eğer bu 60 günlük süreyi kullanırsa, seçim tarihinin ilanı ve seçim yasaklarının başlaması da 12 Aralık tarihine kadar sarkabilecek.
Ancak bunun önemli bir zaman kaybı olduğu da aşikar. Partiler anlaşırsa hükümet kurma görüşmeleri yapılmadan direkt erken seçim kararı alınabileceği de iddialar arasında.
Peki Anayasa ne diyor?
Anayasa’nın 106’ncı maddesine göre Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulunu kurma görevini, güvenoyu alabilecek bir grup başkanına veya milletvekiline veriyor.
Bakanlar Kurulunu kurma görevi alan her milletvekili, bu görevini en geç on beş gün içinde tamamlamak veya görevi geri vermekle yükümlü.
Yeni hükümet kurulana kadar eski hükümet görevde kalmaya devam edecek.
Ancak bu hükümetin istihdam ve vatandaşlık gibi tartışmalı konularda karar alması pek mümkün görünmüyor.
Nitekim CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, bu konularda alınan kararların yok hükmünde olacağı ve yeni hükümetin bu kararları iptal edebileceği uyarısında bulundu.
UBP kurultayının ardından Faiz Sucuoğlu’nun kazanması halinde UBP-HP koalisyonu olabileceği yönündeki söylentiler de dün gün boyu tartışıldı. Ancak bu konuda net bir söz için elbette kurultayın sonucunun beklenmesi gerekecek.
YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı ise erken seçimi en baştan beri talep eden isimdi. Arıklı istifa kararından sonra “Muhalefetin aylardan beri üzerinde durduğu geniş tabanlı bir seçim hükümeti kurma becerisini gösterip göstermeyeceğini hep birlikte göreceğiz” yorumuyla adeta hodri meydan dedi
Peki bu saatten sonra ne olur?
Siyasetin deneyimli isimlerinden DP milletvekili Serdar Denktaş, “İki opsiyon var. Ya teknokrat kabine ve bunun ülkeyi seçime taşıması; diğeri UBP-HP hükümeti. Bunları deneyeceklerdir” görüşünü paylaştı.
Sözün özü siyaset kazanı fena kaynıyor. Uzun bir zaman da durmayacak. Peki ya halkın kazanı kaynıyor mu? Mutfakta tencere kaynıyor mu? Bu konuda yükselen tepkilerin bir sonucu olacak mı? Tüm bu soruların yanıtını da seçim sandığı açıldığında göreceğiz. Bizden söylemesi…