Haftalardır tartışılan asgari ücret dün karara bağlandı. Yeniden toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu itirazları görüştü, son kararını verdi. Asgari ücret brüt 7 bin TL, net 6 bin 90 TL olarak yürürlüğe girdi.
Haftalardır tartışılan asgari ücret dün karara bağlandı. Yeniden toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu itirazları görüştü, son kararını verdi. Asgari ücret brüt 7 bin TL, net 6 bin 90 TL olarak yürürlüğe girdi.
Ankara ziyareti öncesinde kararı değerlendiren Başbakan Faiz Sucuoğlu, “Artık bu konudaki itirazlar durmalı ve uygulamaya geçilmeli” dedi.
Sucuoğlu, 7 bin TL ile bile geçinmenin zor olduğu bir dönemde hükümet olarak bu kararı desteklediklerini söylemeyi de ihmal etmedi.
Ancak madalyonun sadece bir yüzü yok. Arka yüzü de var. Alınan kararı değiştirmek mümkün değil ama bu karar ne getirecek, ne götürecek? Biraz da buna bakmak gerekiyor.
Devletin resmi verilerine göre, 2020 Ocak ayında 106.500 kayıtlı sigortalı çalışan vardı.
Peki ya bugün…
24 ay sonra kayıtlı çalışan sayısı 75.886
O günden bu yana asgari ücret artarken, 30 binden fazla insan işini kaybetmiş. Ya da kayıt dışılığa itilmiş.
7 bin TL olarak açıklanan asgari ücretteki en büyük handikap sorunu daha da derinleştirmesi.
Hükümetlerin görevi asgari ücreti artırmaktan çok, hayatı ucuzlatmak olmalı.
Ancak bu görevden kaçan daha doğrusu başarısız olan yönetimler, asgari ücretle ilgili popülist yaklaşımlarla sergileyerek, halkın gözüne girmeye çabalıyor.
Böyle bir dönemde alınan ücret ne olursa olsun yetmez.
Diğer taraftan asgari ücrete karşı işverene verilen prim desteğinin de yeninden yapılandırılması mutlaka gerekli.
Ve hepsinden önemlisi bu prim desteğinin gerçekten ihtiyaç sahibi işletmelere verilmesi de birinci koşul olmalı.
Bu dönemde marketçilerin ya da gıda tedarikçilerinin zarar ettiğini kimse söyleyemez.
Aksine onlar karlarının üzerine kar eklediler. Marketçiler bir tarafa, yanında çalıştırdığı iki üç kişiden birini çıkarmak zorunda kalan işletmeler diğer tarafta…
Hepsini aynı kefede değerlendirmek, aynı terazide tartmak doğru mu?
Prim desteği sağlanırken bu karar iş dünyasını da bölmüş, sonunda ayrımsız herkese bu desteğin verilmesi sağlanmıştı.
Ancak bu destek ne dev market zincirlerini, ne de küçük işletmeleri tatmin etmedi. Çünkü devlet elindeki imkanları verimli kullanamadığı için ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranamadı.
23 Ocak’tan sonra kim gelirse gelsin tüm teşviklerin yeniden değerlendirilmesine ve kaynakların verimli kullanılmasına ihtiyaç var. Aksi halde bu devran böyle devam etmez. Bizden söylemesi…