Değerli okurlar .
Bu günkü yazımda Pazar gün yapılan erken seçimleri irdelemeye çalışacağım .
İrdelememde , iki unsur üzerinde duracağım .
Birincisi ülkemizde uygulanmakta olan Çağdaş Demokrasi ve ona bağlı olarak yapılan seçimlerdeki sistemi ele almak .
İkincisi de seçimlerle birlikte ortaya çıkan sonuçla, oluşacak olan muhtemel hükümet şekilleri üzerinde öngörülerde bulunmak .
Bizde parlamenter sisteme geçiş çok eskilere dayanmaz .
Geriye bir baktığımızda 1976 yılı ile başlar .
Seçim Halk Oylaması ve Siyasal partiler yasası , o tarih itibarı ile meriyete girmiştir .
O tarihten itibaren birden çok parti iktidara gelmek için meydanlara iner ve halktan yetki talebinde bulunurlar .
Siyasal partiler demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarıdırlar . Parlamenter demokrasinin iskeletini teşkil ederler .
2022 seçimlerine gelene kadar , ülkenin küçüklüğü ve nüfus oranına göre olması gerektiğinden çok fazla seçimler yapılmıştır .
En az üç partili bir sistem hep var olmuştur .
2022 yılındaki seçimlere gelen zaman dilimi içerisinde yapılan seçimlerde , partilerimizde küçülmeler ve zamanla marjinalleşmeye gidildiği gözlemlenmektedir . Son Pazar günü yapılan seçimlerde bunun bariz örneğini de yaşadık .
İki parti , UBP ve CTP’nin dışındaki partiler . Seçim barajını zar zor aşıp , 2- 3 vekille Meclise girdiler .
Hukuk mektebinde okurken , hocalarımız ve kitaplardaki bilgilerden . Siyasal partilerin oluşturulduğu sistemleri de bilgi dağarcığımıza yükledik .
Buna göre demokratik sistemlerdeki siyasal partilerin faaliyetleri ile mevcudiyetlerini ve fonksiyonlarını da öğrenme imkanına kavuştuk.
Parlamenter Demokratik sistemin vazgeçilmezleri , siyasal partiler olduğuna göre . Siyasal partisiz demokrasinin olamayacağını da kabullenmek gerek .
Bu demokrasi türleri içerisinde uygulanan sistemlerde :
Tek partili , çift partili ve çok partili sistemler vardır .
Bizdeki model çok partili bir sistem olmasına rağmen , her seçim sonucu çıkan sonuçlar doğrultusunda , çift partili bir sisteme doğru kürek çektiğimiz görülmektedir . Bu sisteme örnek ABD ve İngiltere’yi gösterebiliriz .
Seçimlere katılım oranı da demokrasinin geleceği için olumsuz sinyal sesleri vermektedir .
İki partinin dışındaki partiler bu gidişle ciddi şekilde baraj sorunu ile karşı karşıya kalacaklardır .
Asıl olan çok partili bir demokratik sistemdir .
Bu konuda gidişat hiç de hoş değildir .
Sandıktan çıkan rakamlar tek başına bir partiyi iktidar yapamamıştır . Halkın iradi tercihi , ortaklık hükümetlerinin oluşumu yönündedir . Bunlar geçmişte yapıldı . Başarılı olunamadı .
Partilerimiz geçmişten ders aldılar mı ? Şimdilik bu konuda görüş beyan etmek çok erken . Zaman bize bunu gösterecek .
Koalisyonlarda en çok oyu alan iki veya ikiden fazla partiler hükümeti oluşturur . Bizde bu sonuçlara göre bu mümkün mü ?
Mümkündür diyen beri gelsin .
Seçmen , Kıbrıs konusu ile ilgili iki tez karşısında , ikiye ayrılmış durumda .
Devletçi ve Federasyoncu diye .
CTP Federasyonu hala daha savunan bir siyasal partimiz .
UBP de iki devletli tezi savunan diğer bir partimiz .
Seçimler ve seçmenler bu iki eksen etrafında yapılmış ve oylarını kullanmışlardır .
Her iki parti de tezinde ısrarcı ve vazgeçmez bir tutum içerisinde . Diğer ihtilaflı konulara girmek istemiyorum . Bu konu tek başına iki büyük partiyi koalisyona çekmez . Aksine , mıknatısın ayni kutupları gibi iter .
UBP’ne , hükümeti kurmak için kalan alternatif , üç marjinal partinin kapısını çalmak .
Böyle bir koalisyon ise meclis çalışmaları için bir hayli sıkıntılı olsa gerek . Çünkü komitelerde temsiliyet grubu bulunan partilere aittir . Mevcut duruma göre de Meclis komiteleri UBP ve CTP’den oluşacak .
Sn. Sucuoğlu , rahat bir hükümet icraatı için bakanları dışarıdan atadığı takdirde bunu sağlayabilir .
Bu olasılık , Sn. Sucuoğlu’nun hükümeti kurma dağarcığının içerisinde var mı ?
Bu da , seçilen vekilleri ikna ile mümkün .
Sizce bunun mümkünatı var mı ?