Maraş’a karşılık , BM gözetiminde Ercan ve Mağusa limanlarının uluslararası trafiğe açılması teklifinde , güneyin ısrarcı olacağı izlenimi hakim .
Mağusa ve Ercan hava limanı beşi bir yerdenin egemenliğine verilecek . Maraş ise sözde Kıbrıs Cumhuriyetinin egemenliğine devredilecek .
Bu öneri son ortaya atılan ve sonuçta KKTC’nin egemenliğinin tanınma isteğinden , Türk tarafını caydırmaya iten bir havuç politikasıdır .
Güney, GYÖ adı altında bunu masaya getirme kararlılığındadır ve batıl dostlarından da bu konuda güvence almışlardır .
En güven yaratıcı önlem bizim açımızdan , egemenliğimizin tanınmasından geçmektedir .
Bu yapılsın sonra istedikleri konular masaya gelir .
Yerel yönetim seçimleri , Haziranda yapılacak diyor .
Kim diyor ? Anayasa diyor .
Bunun ertelenmesi için de Anayasa değişikliği gerek . Hükümetin oluşumu bunun gidişatını belirleyecek .
Bundan önceki Meclis , Kıbrıs ve dünya siyasi literatürüne , Anayasayı kalbura çeviren Meclis olarak kara harflerle yazılacaktır . Belki de yazılmıştır bile .
Sakın o dönem Meclisin yaptığı ve hukuk tarihine de giren Anayasa ihlalinin bir tekrarını değil , yapmayı aklına bile getirmesin .
Zaten Sn. Cumhurbaşkanı Tatar , bu konuda net olarak tavrını ortaya koymuştur :
… Haziran ayında bu seçimler olacaktır . Herkes , hesabını kitabını ona göre yapsın .
Bu duruma göre seçimlere 3-4 aylık bir zaman dilimi kaldı .
Hadi hayırlısı . Zaten birçok aday ismi şimdiden kamu oyunda tartışılmaktadır . Öyle görülmektedir ki , ekonominin çarklarının dönmesi yavaşlamıştır ki , adaylık konusunda talepler de artmaktadır .
Belediye Meclis Üyelikleri için kurulacak hükümete , üyelikler için de maaş talebinde bulunulacağı yollu haberler ufak ufak duyulmaya başladı .
Muhtarlara maaş bağlandı . Belediye Meclis Üyelerine neden bağlanmasın ? yollu sorular soruluyor .
Gelelim şu elektrik işine . Neresine dokunursanız dokunun , çok sert çarpıyor .
Yıllarca kurum , iktidara gelmiş geçmiş siyasal partiler tarafından çiftlik olarak idare edildiğinden , bu aşamaya getirildi .
Bu olumsuzlukları gidermek için oluşulan fonlar da boşaltıldığından fiyatlar aşağıya çekilememekte . Maalesef tüketicilere yansıtılmakta .
Enerji medeniyet kaynağı bir zaruri ihtiyaçtır . Onsuz hayat mümkün değil . Yaz , kış insanlarımız onu kullanmak zorunda .
Yeni yöntem , çok kullanandan çok . Az kullanandan az , kullanım ücreti alınmasına karar kılmıştır .
Çok’un ve azın kıstası ne olacaktır ?
Biz yıllarca , elektrik enerjisini taşıma su ile elde ettiğimizi bile bile hep elektrikli ev aletlerini halkımıza pompalamadık mı ?
Yemeğinden , ısınmasına dek dönen çemberi halkımıza endekslemedik mi ?
Beyaz eşyadan tutun da mutfaktaki ev aletlerine kadar .
Son tüp gaz zammından sonra , insanlarımız elektrik daha ucuz diye ısınmada elektriğe döndüler .
Gaz yemek pişirmek için bile külfet haline geldi . Değil ısınmada kullanılacak .
Bizim yasalarımıza göre odun sobası hava kirliliği yaratır diye yasaklanmıştır . Fakat gece sokaklara çıkın yanmış odun kokusundan geçilmiyor .
İnsanlarımız nasıl ısınacak ? Nasıl yemek pişirip , nasıl beslenecekler ?
Eskiden , elektrik lüks tüketim maddeleri listesinde idi .
Şimdi onsuz olunamıyor .
Elektriksiz hayat mümkün değil .
Maalesef biz hiçbir zaman ilerisini düşünüp plan yapan yöneticiler seçmedik .
Elektrik üretimi ile ilgili en geri kalmış halklar bile yıllarca önce doğaya yöneldiler . Bizde en ideal olanı güneş enerjisi ve rüzgar ile çalışan ve elektrik enerjisi elde edilen yel değirmenleri .
Özel sektör buna yöneldi . Gücü yerinde olan vatandaş , güneş panelleri taktırdı , bir nebze rahatladı .
Devlet buna yönelmeyecekse , vatandaşa teşvikler vererek buna yönlendirmeli ve kuruma da bu yönde rahatlama sağlamalıdır .
EL-Sen Başkanı Sn. Kubilay Özkıraç , fon oluşturulmasından bahsetti . Biz olanların içini de boşalttık .
Sade vatandaşın kuruma olan borcu belki de devede kulak . Kurumlarınki ise kulakta deve . Kılıç hep maalesef devede kulaktakilere çekilmekte .
Kurum ciddi bir planla ele alınmalı . Kısa , orta ve uzun vadeli planlarla çıkış sağlanmalıdır . Bu ancak ciddi bir devlet politikası ile mümkün olur ve buna ulaşılır .
Sonra Yalçın Cemal yazmadı demeyin .