Yaşadığımız hükümetsizlik ortamı vatandaşı canından bezdirdi.
Ülke tıpkı bir Nasreddin Hoca fıkrasında gibi yaşıyor.
Hani Hoca’nın önüne iki şarap fıçısı koymuşlar ve “Hoca, biz seçemiyoruz; ne olursun bize yardımcı ol, hangisi daha lezzetli?” diye sormuşlar.
O da birinden bir yudum almış ve hemen öbür fıçıyı göstererek 'Budur!” demiş.
Kendisine 'Nasıl olur Hoca? Öbürünü tatmadın bile!” diyenlere de “Bundan kötüsü olmaz!” yanıtını vermiş...
Korkarım biz de siyasette hızla böyle bir seçime doğru yaklaşıyoruz.
Bundan kötüsü olamaz.
Vatandaş nasıl bir hükümet olursa olsun bir an önce bir hükümet kurulsun diyor.
UBP Genel Başkanı Faiz Sucuoğlu, her ne kadar uzun vadeli bir hükümet için çabaladığını söylese de yaşanan siyasi aritmetik ne yazık ki, kurulacak yeni hükümetin de öyle uzun uzadıya devam edemeyeceğini gösteriyor.
Seçimin üzerinden henüz daha bir ay geçmemişken “Erken seçim” sözlerinin ağzına alınması bunun en büyük delilidir.
Son üç genel seçimde yaşanan seçime katılım oranındaki düşüş aslında vatandaşın siyaset karşısındaki öfkesini bize yansıtıyor. Ama görünen o ki bu öfkeyi anlamayan, ya da anlamamakta direnenler var.
Siyasi ahlak ayaklar altına alınıyor.
Nedir siyasi ahlak?
Siyasi ahlak demek ilk önce dürüstlük demektir.
Siyasi ahlak demek seçimden önce söylenen sözlerin, seçim sonrasında yenilip yutulmaması demektir.
Siyasi ahlak demek, dün dündür bugün bugün mantığı ile daha önce ilke diye açıkladığın her türlü kavramı çiğnememek demektir.
Bakalım o halde siyaset arenasına?
Kimler siyasi ahlak sahibi?
Kimler seçimden önce verdiği kocaman sözleri seçimden sonra eveleyip geveleyip yutuyor?
Seçimden önce bol keseden konuşan liderlerin seçimden sonra ne söylediğine bakın.
Buradan gerçeği göreceksiniz.
Freni patlayan ve hızla giden bir otomobilin içinde duvara çarpmak üzere gibiyiz.
Ya otomobilin içinden atlayacağız, ya da otomobilin kontrolünü ele geçireceğiz. Başka çaresi yok. Bizden söylemesi…