Güney , ağzına Baf sakızı gibi güven artırıcı önlemleri alarak ha bire çiğneyip durmaktadır .
Bizlere bu adada hiçbir zaman insanca yaşayabileceğimiz hakları vermeyerek . Adanın tek sahipleriymiş gibi hala daha bu pozisyonlarını devam ettirmektedirler .
NATO’nun girişimleri ile ortaya çıkan Ortaklık Cumhuriyetindeki hakları , bizlere çok görüp içlerine sindiremeyen Rum Yunan ikilisi . Ortaklık Cumhuriyetinin Anayasasını değiştirmeye ve bizleri azınlık statüsüne düşürerek , adadan uzaklaştırmak hedefi ile harekete geçtiler .
Garantör ülkeler olan Türkiye ve İngiltere , buna karşı çıktı . Diğer garantör ülke Yunanistan ise bu oyunun en büyük oyuncusu durumunda .
Kıbrıs Türk Halkının ve Garantör Türkiye’nin ret cevabı ile Anayasal değişiklikle , ENOSİS’ in mümkün olmadığını anladıktan sonra . B planlarını uygulama yoluna gittiler .
Girit’teki Türklere yaptıkları gibi bizi de bir gecede katledip adayı Yunanistan’a bağlamak için Akritas Planını uygulamaya başladılar .
Kıbrıs Türkleri , Girit Türkleri gibi zamanın anavatanı tarafından kaderlerine terk edilmedi . Kuvayı Milliye’nin bir devamı olan TMT’nin kuruluşu ile birlikte , Akritas Planı uygulandı , fakat sonuç alınamadı .
Kıbrıs Türk Halkı uzun bir mücadeleye girerek , bağımsızlığını , özgürlüğünü ve egemenliğini , şeref ve namusunu korumak için 7’den-70’e silah kuşandı .
Türk Halkının yoğun olduğu kantonlara . Güven içinde olmayan Türkler , aileleri ile birlikte sığınmaya başladılar .
11 kantondan biri de Baf Sancağı idi .
63 olayları ile birlikte Türklerin yoğun oldukları üç mahallede yoğunlaştılar .
Enosis’e ulaşmak için önlerinde aşılamaz bent olarak gördükleri bu sancaklara . Sürekli orantısız saldırılar yaparak . Ada Türklerini imha hareketlerini sürdürmeye devam ettiler .
İşte bu saldırılardan biri de Baf Sancağına , 9 Mart 1964‘te yapıldı. Türklerin yoğun olduğu bölge , sabah altıdan itibaren havan ve bazuka roketlerinin hedefi oldu .
Hedef , Baf Türk semti idi .
Orantısızlık , hem insan , hem de silah ve mühimmat açısından Türklere nazaran çok üstündü .
Barış Gücü Komutanlarından biri “ bu manzarayı , müttefiklerin Berlin’i bombardıman yaptıkları zaman görmüştüm . Karşınızdaki güç çok büyük teslim olunuz “ dedi .
Baf Mücahidi , eldeki 1912 yapımı piyadelerle direnmesini bildi ve teslim olmadı .
Mermisi tükenen bazı mevzilerimize giren Yunan askerleri ve Rum çapulcular , esir aldıkları mücahitlerimizi işkence ederek şehit ettiler .
Bugün , 58 yıl önce bağımsızlık , özgürlük ve egemenliğimize kavuşmak için şehitlik mertebesine ulaşan aziz şehitlerimizi . Rahmetle ve minnetle anarken . Çok az sayıda kalmış olan Gazilerimize de sağlıklı yaşam diliyorum .
Baf direnişi ve diğer direnişler . Devlete ve Cumhuriyete giden kilometre taşlarıdır .
11 yıl direnmemiz . Anavatanın müdahalesi , bizi bu günlere getirdi. Dünyaya ve Ukrayna’ya bakalım ve bu günlerin kıymetini bilelim .
11 yıllık direniş savaşımında ve Mutlu Barış harekatında bulunuşumdan dolayı . Savaşın ne kadar kötü bir şey olduğunu , savaşı yaşamayanlardan daha iyi bilirim .
Fakat bizim savaşımız , yaşamak içindi .
Gelelim güven artırıcı önlemlere .
Rum bunu ağzına sakız yaptı .
Yahu , güven artırıcı önlem safsatasından vazgeçin .
Bizim için en büyük güven .
Devletimiz ve Anavatanımızın vazgeçilmez garantisidir .
Bölgemizde , konjoktür değişmiştir .
Biraz gözlerimizi bu konjoktüre çevirelim . Dersler çıkaralım .
Bunlar kaldı ki , uluslararası anlaşmalar ve hukuktan doğan haklardır .
Güven artırıcı önlemler de neyin nesi , kimin fesi ?