Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, THY eski Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu’nun bir fizibilite raporu hazırladığını ve Bakanlar Kurulu’na sunulduğu müjdesini verdi.
Hamdi Topçu çok önemli bir isim. THY’nin yükseliş dönemini anlatan “Yerel’den Global’e” isimli kitabında öyle bir bölüm var ki, bizim için de son derece önemli.
Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın, ülkemiz siyaseti, sendikaları ve halkıyla nasıl elbirliğiyle batırıldığını anlatıyor o bölümde Topçu.
İşte Hamdi Topçu’nun kaleminden ibret verici bir hikaye:
“Biz yönetime geldiğimiz günlerde Kıbrıs Türk Hava Yolları şirketinin hisseleri Kıbrıs hükümetine devredilmişti. Bir pilot, genel müdür olarak atanmıştı. Kasasında 100 milyon dolara yakın nakit para vardı. Yeni yönetim bizle istişareyi bir tarafa bırakın, uçakların bakımlarını dahi bize yaptırmamaya başladı. Kadroları gereksiz ve yetkin olmayan elemanlarla doldurulmuştu. Şirket batma noktasına gelip ücretleri ödeyemez duruma düşünce artık ayağa kalma şansı hemen hemen kalmamıştı. Bunun üzerine tekrar THY'den medet ummaya başladılar.
Sonunda iş hükümete kadar gitti. Dönemin Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, aynı zamanda Kıbrıs'tan sorumluydu. 'Kıbrıs Türk Hava Yolları’nı alın, tekrar ayağa kaldırın” dedi.
Uçuşlar da uçakların bakımı da yapılamıyordu. Çalışan sayısı 1500'e ulaşmıştı. 100 milyon dolar gittiği gibi, 100 milyon dolar da borç vardı.
Rezervasyon sistemleri çökmüş, çalışmıyordu. Başbakan Derviş Eroğlu, Ankara'da her görüşmesinde konuyu gündeme getiriyordu. Şirketin durumunu tespit için üç uzmanı Kıbrıs'a gönderdim. Yazılan rapor, işin düzelmesinin neredeyse imkânsız olduğunu gösteriyordu. Cemil Çiçek'e “Burada çok radikal kararlar alınması gerekir. Buna engel olurlarsa bu iş yürümez” dedim. 'Tamam, yetki sizde' dedi.
Bilal Ekşi'yi çağırdım. “Kıbrıs Türk Havayolları'na genel müdür olarak gideceksiniz” dedim. Sert bir adama ihtiyaç vardı. Önce 'yok” dedi, ikna ettim. Her türlü desteği vereceğimi, yanına alması gerekenleri söyledim. Kimseye hatır işi yapmaması gerektiğini ekledim.
“İşe yaramayanları hemen kapının önüne koy' dedim. Tabii bu iş kolay değildi; çalışanların çoğu 'bir yerlerden referanslı”ydı.
Ortak uçuşlar için planlar yapmaya başladık. Bilal Ekşi “burası çok dağınık, zor' diyordu. 137 kişiye çıkış vermek için hükümetin onayı alınması gerekiyordu. O hafta Derviş Eroğlu İstanbul'a geldi, benimle görüşmek istedi. “Sayın başbakan ben geleyim' dedim, kabul etti. Oteline gittim. Yanında Ümit Utku vardı. Konu şirketten çıkışı yapılacak 137 kişiye geldi. 10 gün sonra başkanlık seçimi vardı. Eroğlu bu kararın iptal edilmesini istiyordu.
“Şirket batar” dedim ve kısmi bir anlaşmaya vardık. Bilal Ekşi'yi aradım, uygulama planını verdim. Herkes ayrı telden çalıyordu. Ertesi gün Derviş Eroğlu çıkarılan 137'e yakın kişiyi tekrar kadroya alıp havayolu şirketine gönderdi. Beklenmedik bir hareketti. Çok kızdım. Bilal Bey'e bir istifa dilekçe örneği gönderdim. “Bunu basınla paylaşın, uçağa atlayın gelin” dedim. Bilal Ekşi geri döndü.
Ertesi gün Kıbrıs'ta TV canlı yayınına bağlandım, gerekçeleri açıkladım. Derviş Eroğlu zor duruma düştü. Seçimler kafa kafaya gidiyordu. Benim açıklamalarımdan hoşnut olmadığını duydum. Kıbrıs Havayolları iki ay sonra battı ve kimse de sahip çıkmadı.
5 yılda 100 milyon USD buhar olmuştu.
Bir süre sonra Kıbrıs’ta hükümet değişmiş, Ulaştırma Bakanlığı’na Ersan Saner gelmişti. Kıbrıs Hükümeti “Bu devletin bir havayolu olmalı” tezinden hareketle bir şirket kurulması ve bunun da eskiden olduğu gibi THY öncülüğünde gerçekleşmesi gerektiğini savunuyordu.
Tabii ardında “800 kişi açıkta kaldı, ne kadarına iş buluruz” isteği vardı. Aslında herkes yeni bir “çiftlik” peşindeydi. THY'nin bu anlayış ve doğrultuda bir ortaklığa asla razı olmayacağını söyledim. Başbakan Erdoğan konuyu sordu, ben de anlattım. Kendisine 'Kıbrıslı işadamları kursun, biz de yüzde 10 hisse alalım. 10 yıl tüm yönetim THY tarafından yapılsın. 6 uçaklık bir filo kendini idame ettirebilir” şeklinde bir alternatif sundum.
Kıbrıs'a gittik. Ersan Saner'in katılımı ile muhtemel ortaklara kapsamlı bir sunum yaptım. 20 milyon dolar yakın bir sermayeye ihtiyaç vardı. Ancak yapılan uzun toplantılara rağmen kimse para ödemek istemiyordu. O yüzden proje gerçekleşmedi.”
Bu satırların yazarı Hamdi Topçu, yeni bir havayolu için yeniden hükümete bir rapor hazırladı. Başarabilecek miyiz? Bu elbette Kıbrıs Türk Havayolları’nda yaptığımız hataları yeniden tekrarlamamamıza bağlı. Bizden söylemesi…