Dün akşam üzeri alışverişe bir manava gittim .
Raflara baktım . Bir çok raf boş .
Dolu raf yerine , birçok raf yarı yarıya boşalmış . Olanlara göz gezdirdim . Daha çok meyve rafları dolu . Sebze rafları boş. Meyveler Türkiye’den geliyor . Sebzeler ise yerli .
Dükkana kasa kasa patatesler geldi .
Manavla konuşuyorum “abi patates 20 TL oldu . Patlıcan almak için bahçeye gittim . Bahçeci 39 TL fiyat verdi” dedi .
Sen ne fiyat sundun .
“ 30 TL .”
Ortada bir rakamda buluşamadınız mı ?
“Hayır abi . Nor der peynir demez .”
Bu iki temel gıda maddesi için verdiğim örnek .
Artık fiyat artışları , aylık , haftalık , günlük olmaktan çıktı . Anlık hale geldi .
Işık hızına dönüştü . Yetiş yetişebilirsen .
Başı bozuk bir piyasa .
Durum , özel kurumların denetiminin çok üzerinde .
Madem ki devlet gıdada kooperatif şirketleri devreye koyamıyor , denetim sistemini çalıştırmak zorundadır .
Denetim vaatleri hep havada kalıyor .
Gıdanın yanında üretimi sağlayan sektörlerin , girdi fiyatlarını tırmandıran maddelerin pahalılaştırılmasının önüne geçmek için de denetim mekanizmalarını çalıştırmak zorundadırlar .
Fiyatların Mars yaptığı bu günlerde . Bunu yapanların gelirleri , denetimden geçiriliyor mu ?
Çok kısa bir zaman önce vergi memurları bu konuda isyan etti .
Nedeni ?
Kayıt dışı ekonominin önüne geçilmemesi ve gelinen noktadaki tüm yükün çalışanın ve emeklinin sırtına yüklenmesi .
Vergi memurları , ülkede kayıt dışı ekonomiyi bilen ve tespit eden kamu görevlileridir . Baştan tırnağa kimin ne kazandığını , ne kazanmadığını bilen bürokratlardır .
Siyaset kurumu bu sese kulak vermeli ve gerekeni yapmalıdır .
Kıb-Tek ve diğer kurumların zararları hep halka tahvil edildi ve edilmekte . Bu yük yeni yüklerle birlikte halkın sırtında .
Bu son artarda gelen yükleri , halk sırtlamayacak kadar güçsüz durumda .
Bunda ısrar edilmesi durumunda , yere çökecektir .
Zaten ekonomik olarak çökmüş durumda .
Dondurucu havalar , yerini ılıman havalara bırakmış gibi .
Havalar ılımanlaştı .
Zam ateşi dünya yörüngesinden çıktı Marsa doğru seyretmeye başladı .
Yüz seksen derece ters bir istikametle de bu hafta yola iniyor .
Tüm sendikalar ve sivil toplum örgütleri , sokağa inmek için kararları yetkili organlarından almışlar bile .
Öyle görülüyor ki sokaklar ısınacak .
Halkın beslenmesi çok büyük bir sorun haline geldi .
HPÖ de kar etmiyor artık .
Rakamlar , kağıttan uygulamaya geçmeden . Tüccar bu rakamları kendi hanesine zam olarak işliyor .
HPÖ , bordroya işlenmeden , gelen pahalılıkla toz olup uçuyor .
Siyaset kurumu , denetimlerle ilgili , ayrı bir birim oluşturarak pahalılığın üzerine gitmeli .
Bu ivedilikle yapılmalıdır .
Bu yapılmadığı takdirde ne mi olacak ?
Bu konuda , yakın geçmişte bunları hep birlikte yaşamış .
Sonucu da görmüştük .
Sonra Yalçın Cemal yazmadı demeyin .