Kararı suyun akışı verir

“Hak alınır verilmez “ sloganı sendikacı olmanın üyeleri ile birlikte yapacakları eylemin özü olmalıdır. Ülkemizde özellikle KKTC Meclisi önünde yapılan eylemde yaşanan olumsuzlukların başında UBP nin ambleminin yakılması oldu.

“Hak alınır verilmez “ sloganı sendikacı olmanın üyeleri ile birlikte yapacakları eylemin özü olmalıdır. Ülkemizde özellikle KKTC Meclisi önünde yapılan eylemde yaşanan olumsuzlukların başında UBP nin ambleminin yakılması oldu. Ayrıca sosyal medyadan paylaşılan canlı yayın görüntülerinde bu eylemde argo söylemlerinde kullanıldığı görülmektedir. Sendikaların örgütlendikleri iş yerlerinde üyelerine sendikal eğitim vermedikleri de böylelikle gün yüzüne çıkmıştır. Temennimiz aklı selimin galip gelmesi ve bağırıp çağırma, davul, zurna, şarkı, türkü gibi ses kirliliği yaratan ve promosyonlu gösterilerin yerine sendikacılığın reyting amaçlı değil usulüne uygun yapılması ve amacına ulaşmasıdır. Çoğu zaman ölümle sonuçlanabilen kalp krizine sadece damar sertliği neden olmuyor diyen uzmanlar vardır. Yaşadığımız ortam, her gün gidip geldiğimiz yol, trafik ve bu sırada içinde bulunduğumuz gürültülü ortamlar; kalp krizine zemin hazırlayan risk faktörleridir, diyorlar. Bu gibi riskleri de sendikacı arkadaşların düşünmesi gerekir. Gürültü de yaparım, korna da çalarım zihniyeti yanlıştır. Bu dönemde hem eyleme katılanların hem de halkın sağlığının düşünülmesi önem arzeden bir konudur. Dinlemek anlamak ve sonra anlaşılana tepki vermek, her zaman halk tarafından da desteklenen olur. Zaman tasarruf ve ihtiyaçların öncelikli olduğu vakittir. Dünyanın yaşadığı ekonomik krizin uzantısı her coğrafi konumda hissedilendir. Ekonomik depremin şiddeti oldukça yüksektir. Hasar ülke yapısı içinde oldukça fazladır. Bu sarsıntının ganimet toplayıyıcıları ise malum çevrelerde belki seçimlerde oy sayımızı bu şekilde artırırız diyenlerdir. Bir trafik kazasında kaybettiğimiz ve sendikal faaliyetler için yollarda olan Türk-Sen Genel Başkanı Necati Taşkın ‘ı bir kez daha rahmetle anarken o günlerin sendikacılığını arar olduğumuzu özellikle belirtmek istiyorum. Genel seçimin aritmetik durumu bilinirken muhalefetin hükümet kurma çalışmaları sırasındaki duruşları ve memleket meselesinin hallinde iktidara ortak olmak istemedikleri de bir hakikat iken şimdi ne yapmak istedikleri anlaşılır gibi değildir. Hükümet istifa derken, yeni bir hükümete ortak olmak mı istiyorlar. İstiyorlarsa ilkten niye kabullenmediler. Sorulacak sorular bunlardır. Kaos yaratıp ülkeyi sarsmak için mi halk size muhalefet görevi verdi? Salı günden itibaren yine sokak hareketlerinin şiddetlenerek devamı yönünde sendikaların açıklamaları vardır. Grevler zor günleri geçişte halkımıza hayatın işleyişini daha da zorlaştıracaktır. Evet ülkemizde pahalılık vardır. Ancak inadına tüketimi de göz ardı edemeyiz. Bunun içindir ki ayağını yorganına göre uzat deyimi boşuna söylenmemiştir. Kavga ise kimin yorganı daha büyük aşamasındadır. Geldiğimiz noktada bazı tüketim mallarını almak yerine boykot etmek gerektiğidir. Gereksiz tüketim çılgınlığına son vermek gerekiyor,gereksiz olan her harcamaya son vermek hem ülke ekonomileri, hem de çevre için bir tehdit potansiyeli olmaktan ülkemizi kurtaracaktır. Sakın ola bir sigaramız,bir de içkimiz var demeyin sağlığınız açısından ve bütçeniz için azaltın veya vazgeçin…Ekmek kavgasında unutmayın ki her kuruşun aile bütçesine yansıması olumludur. Yeter ki hak alma mücadelesi usulüne uygun yapılsın… Güne sözmü? “Sular yükselince, balıklar karıncaları, Sular çekilince ise karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir. Çünkü kimin kimi yiyeceğine 'suyun akışı ' karar verir.

Bu haber 3729 defa okunmuştur

:

:

:

: