Türkiye'ye giden hükümet ortakları, Ankara'da ülkemizin geleceği için çok kritik görüşmeler yapacak.
Başbakan Sucuoğlu, Ankara yolunda yaptığı açıklamada ekonomik, mali iş birliği protokolünde son ayrıntıları ele almayı ve imzalamayı öngördüklerini söyledi.
Sucuoğlu, 'Ana hedef, Türkiye'nin desteğiyle KKTC ekonomisini daha da güçlendirmek' dedi. Ancak bunun için yapılması gerekenler var.
Türkiye’nin mali protokole konacak bazı şartlara bağlı olarak yaklaşık 4 milyar TL bir kaynak vaat ettiği öne sürülüyor.
Bu kaynak yeterli mi? Elbette değil.
Bizim de ülke içinde kendi potansiyelimizi harekete geçirmemiz gerekiyor.
Star Kıbrıs Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özmen Safa’nın ortaya attığı “250 bin dolarlık konut alana vatandaşlık verelim” önerisi Emlakçılar Birliği, İŞAD, KTTO başta olmak üzere ülkenin önemli iş örgütlerinden desteklendi.
Ancak ne yazık ki, bir yıldır bu konuda hiçbir adım atılmadı.
Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Türkiye’yi ele alalım.
Önceki gün yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’ndan ilginç bir karar çıktı.
Türk vatandaşlığına başvuruda şartlar değişiyor.
Vatandaşlık başvurusunda alınacak gayrimenkulün değeri yükseltilecek.
2018 yılının Eylül ayında alınan bir kararla vatandaşlık için ev alınımda öngörülen bedel 1 milyon dolardan 250 bin dolara indirilmişti. Ancak bu rakam şimdi 400 bin dolara yükseltilecek.
Peki bizim KKTC’de ne yapıyorlar?
Yabancıya bir yerine dört beş mülk sahibi olmasına müsaade edecekleri ifade ediliyor.
Herhalde birileri bizi yönetenlere KKTC’de mülk almak isteyenleri sırası “İskele’den başlayıp da Sarayönü’ne kadar uzandı” demiş olacak ki böyle bir karar alınıyor.
Güler misin, ağlar mısın?
Yabancı zaten birden fazla konut almak isterse bunu yapıyor. Karı-koca ayrı ayrı alıyor. Çocuklarına alıyorlar. Yetmezse köpeklerinin ismine bile ev alıyorlar. İşin şakası bir yana zaten birden fazla konut almak gibi bir sorun mu var ki, böyle bir karar alınıyor.
Mesele, yabancıya nitelikli bir konutu aldırabilmek. Bunu aldırırken de vatandaşlık zırhıyla ona bir güvence vermek.
Bu kararlar nasıl alınıyor? Meçhul. Ama şurası bir gerçek. Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp. Sorun bir bilene… İş örgütlerine, ya da konut sektöründe duayen isimlere…
Size sorunun kaynağını açıklasınlar. Kısaca sorun belli ama teşhis yanlış. Bizden söylemesi…