Dünyada , insan hakları ülkeden ülkeye değişmektedir .
Daha doğru bir tabirle , ülke insanlarının bilinç düzeyleri ile çok ilgilidir .
İnsan haklarını , bazı ülkelerde , yurttaşlarının mücadeleleri sonucu , söke söke aldıklarını da tarih kitaplarından öğreniyoruz .
Bazı ülkeler ise , bu hakları , başka ülkelerden , kendi ülkelerine adapte etmektedirler .
Yani insan hak ve özgürlükleri tabandan değil , tavandan başlatılır .
Tavandan başlatılan bu haklar , daha çok siyasi iktidarın yurttaşlara bahşettiği haklar olarak nitelendirilir . Bazen yurttaşlar , bu hakların farkında bile olmazlar .
Bunlar geri bıraktırılmış ülkelerde , sık sık görülen ve yaşanan olaylardır . Hak ve özgürlükler , siyasal iktidarların elinde , atların gemlenmesine benzer .
Fakat .
İlerlemiş halk ve toplumlarda , kişi hak ve özgürlükleri , tabanda yanan ateşle başlar . Burada tam tersine bir durum söz konusu . Halk , İktidarların kötü ve keyfi idarelerine karşı , siyasal iktidarları gemlemektedirler .
Bilindiği gibi hak ve özgürlükler , demokrasilerin gelişmesi ile doğru orantılı olarak gelişim sağlar .
Geçmişte ve şimdi , yasak olan bir eylem , ileride bir insan hakkı olarak tarih sayfalarına girebilir .
Bunun örneklerini , tarih ve hukuk kitaplarında okumak , mümkün .
Bu özgürlüklerin başında temel hak ve özgürlükler gelir . Başta Yaşam Hakkı . Daha sonra sırası ile Düşünce Özgürlüğü gelir .
Medeniyet ve çağdaşlığa erişmek , düşüncenin açığa çıkması ile mümkündür .
Çağdaşlık , Düşünce Özgürlüğü ile dünyada elde edilmiştir .
Dünyada , Düşünce Özgürlüğünün olmadığı hiçbir siyasal rejim , ayakta kalamamıştır .
Düşünceye gem vurmak , çağdaşlığa gem vurmakla özdeştir .
Düşünce Özgürlüğünden sonra , en önemli özgürlük , Örgütlenme Özgürlüğüdür .
Bu özgürlükleri , diğer özgürlükler takip eder .
Toplantı ve gösteri yürüyüşlerindeki , özgürlükler gibi .
Bu özgürlükler , genellikle Çağdaş Demokrasilere kavuşmuş ülkelerde , yukarıda da değindiğim gibi , tavandan değil tabandan gelen haklardır .
Örgütlenme özgürlüklerine :
Siyasal partiler .
Sendikalar .
Dernekler ve meslek örgütleri girer .
Bu haklar , Anayasalarca teminat altına alınmış haklardır .
Bu özgürlükler , birbirleri ile çelişmez ve diğerini ortadan kaldırmak için hiçbir zaman karşı karşıya gelmezler . Her zaman birbirlerine saygılı davranan kavramlar ve haklardır .
Hürriyeti ortadan kaldırma hürriyeti , olamaz .
Ayni zamanda da bir hak , diğer haklarla rakip hale gelemez .
Bu haklar , elde edilirken ve kullanılırken . Devlet otoritesinin ağırlığı ve uygulanırlığı da ele alınarak , bu haklar verilir .
En çağdaş demokrasilerde bile , bu kurala uyum gösterilir .
Kişi hak ve özgürlükleri , devlet kurumunun üzerinde olamaz . Ona rakip olamaz . Düşmanca tavırlar içerisine giremez .
Düşünce , düşünce olmaktan çıkar ve şiddete dönüşürse . Düşünce Özgürlüğünden bahsetmek , mümkün olur mu ?
Ayni zamanda , Örgütlenme Özgürlüğü sayesinde , iş yanlış mecralara giderse. Bu özgürlük de istismar edilmiş olmaz mı ?
Dünyada hiçbir özgürlük , devlet karşıtı olamaz .
Olursa da , dünyada birçok örneği görülmüştür . Devlet yakasına yapışarak gereğini yerine getirir .
Ülkemizde , devlet otoritesi ile insan hak ve özgürlüklerini temsil eden çevrelerle , mücadelelerin olduğu bir dönemi yaşıyoruz .
Birçok çağdaş ülkede , bunun çaresini buldular ve işler tıkırında gidiyor .
Nasıl mı ?
Ne , devlet otoritesi yurttaşları ezecek .
Ne de , kişi hak ve özgürlükleri , devlet otoritesini ortadan kaldıracak veya zaafa uğratacak güçte olacak .
Peki nasıl olacak ?
Hassas bir denge oluşturularak , bu sağlanacak .
Bunun başka bir izah tarzı yok .
Sonra Yalçın Cemal yazmadı demeyin .