Ülkede yaşanan enerji krizi tahammül sınırlarını aşmak üzere. Kıb-Tek dün iki saatlik elektrik kesintilerinin devam edeceğini açıklarken, Çalışma Bakanı Hasan Taçoy yaşanan enerji kriziyle ilgili “Hem şanssızlık hem de ihmal” olduğunu söyledi.
Taçoy’a göre makinelerin arızalı olması şanssızlık. Akaryakıt tedariki yapan şirketin gereken tedariği yapmaması ise ihmal.
Sayın Bakan, “Hükümetimiz adına, halkımızdan özür dilerim” dedi ama bu özrün öyle kolay kolay kabul edilmesi mümkün değildir.
Hükümet bir an önce gerekeni yapmalı ve yaşanan krizin bir daha olmaması seferber olmalıdır.
Ancak hükümeti eleştirirken muhalefetin tutumunu da anlamak mümkün değildir.
CTP, hükümetin Bakanlar Kurulu kararıyla çıkarttığı Yasa Gücünde Kararname ile Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun altı ay süreyle ihalesiz akaryakıt alımı ve deniz taşımacılığı uygulamasına ara emri alınması ve Yasa Gücü’nde Kararname’nin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Peki yargıdan olumsuz bir karar çıkarsa ne olacak? Diyelim ki Kıb-Tek’in eli kolu, bu kararla bağlandı.
Hükümet ülkeye kesintisiz elektrik sağlayamadığı için eleştirilirken, ana muhalefet de buradan prim mi yapacak?
Bu nasıl bir anlayış?
Enerji meselesi bu ülke için kritik öneme haiz bir konudur. Dolayısıyla buradaki tüm meselelerin partiler üstü bir anlayış ile ele alınması gerekir.
Ancak ne yazık ki bu yapılmıyor.
Çare uzun zamandır konuşulan ancak bir türlü hayata geçirilemeyen Enerji Üst Kurulu’nun bir an önce kurulması, sorunların siyaset üstü bir anlayışla çözülmesidir.
Yasa şu an Meclis’te…
Çalışma Bakanı Hasan Taçoy, bu yasa geçerse enerjinin siyasilerin elinden alınarak işin uzmanlarına verileceğini söylüyor.
Biz de buna inanmak istiyoruz.
Çünkü böyle giderse yaşanan siyasi çekişmeler önce ülkenin en stratejik kurumlarından Kıb-Tek’i batıracak.
Sonra da bu çağda günün yarısında elektrikle diğer yarısında mum ışığında idare etmek zorunda kalacağız. Aklımızı başımıza alalım. Bizden söylemesi…