Hepimizin bildiği gibi Kıbrıs konusu , bir Enosis sorunudur . 1955 ‘ten günümüze dek süre gelen sorun ve anlaşmaya varılamamasının ana nedeni bu .
Bütün dünya bunu bilmesine rağmen , bu sorunu çıkaranların hala daha arkaları sıvazlanmaktadır .
Sorunun yaratılmasındaki en büyük müsebbipler bunlar olsa gerek .
Dün Filistin Cumhurbaşkanı Abbas , Ankara’da idi .
Türkiye , Filistin için İsrail’le olan ilişkileri ortadan kaldırdı . Köprüleri attı .
Filistin , mücadelesine Filistin Halk Kurtuluş Örgütü ile başladı .
İlk eylemleri , üyesi olan Leyla Halit’in öncülüğünde uçak kaçırarak seslerini duyurmaya çalışmışlardı .
Biz de Kıbrıs Türkleri olarak haklılıklarına inanmış . Bir de din mefhumuna getirdiği duygusallıkla , sınırsız destek vermeye ve hareketlerine sempati ile bakmaya başlamıştık.
Fakat ilerleyen zaman süreci içerisinde , bakışımıza karşılık Filistin’den hiçbir hareket göremedik .
1963 ‘te Kanlı Noel’le , adadaki Türkler yani bizler katledilirken , o zamanki FKÖ Lideri Yaser Arafat , cani Makarios’la ittifak kurmuş . Filistin bu günkü gibi Rumlardan yana tavır sergilemişti .
Yaser Arafat bunu daha da kanıtlamak için olsa gerek . Cani papazla dudak dudağa öpüşmesini ölümsüzleştiren resimler , dünya basınına dağıtılmıştı .
Destek , hem gönülden , hem siyaseten sonsuz bir şekil almıştı .
Yukarıda da değindiğim gibi 1963 ‘te Akritas Planı uygulanmaya başladığında. Bir gecede Girit Türklerini kestikleri gibi bizleri kesmek hayali kuran Rum ve Yunanlılar . TMT engeline toslayarak , emellerine ulaşamamışlardı .
Faaliyetlerinden de geri durmayıp , Türklerin yoğun olduğu ve güvende oldukları bölgelere saldırarak . Yok etme planlarına devam ettiler .
1964 , Kıbrıs Türk’ü için tarihe en zor yıl olarak geçmiş olsa gerek .
1964 ‘ GK. 186 sayılı kararından da cesaret alan Makarios . Daha da saldırgan bir hal almaya başlamıştı .
Sıra ile tüm Kıbrıs Türklerinin yoğun olduğu kentlere , mukayesesiz bir güçle saldırmaya başladı ve buna devam etti .
Bu saldırılardan Baf Türkleri de nasibini aldı .
Baf Kasabasına , 9 Mart 1964 ‘ te zamanın en ağır silahları ile saldırdılar .
On bin Yunan askeri takviyesi ile tüm Türk beldelerine saldırmaya başladılar .
Baf Türkleri bunun dışında bırakılamazdı .
Bırakılmadı da .
Sabahın altısında saldırıya geçtiler . Kesif bir havan bombardımanına başladılar.
Güvenliğimizi sağlamak için adaya gelen BM Barış Gücü aracılığı ile teslim olmamızı istediler .
Hedeflerinde her şey vardı . Her şey mübahtı .
En büyük hedefleri de , Büyük Caminin minaresi idi .
Bombardımandan sonra Türk mevzilerine saldırıya geçtiler . Silahlar hep otomatikti .
Mahalle ve sokak çarpışmaları başladığında . Bize saldıranların içinde Arapça konuşan Arap saldırganların da olduğu görüldü . Bir müddet sonra iş anlaşıldı .
Bize Rum ve Yunanlıların yanında saldıranların , FKÖ’ne bağlı gerillaların da olduğu idi .
Müslüman , Müslüman’a karşı , Hristiyanla bir olarak , katletme hareketine girişmişti .
Bize ve Türk Ulusuna bakış açıları , hiç ama hiç değişmemiştir .
Tevekkelli değil de Yüce Atatürk , bunları Milli Misakın dışında tutmuştu .
Bunların genetiğini Lavrens değiştirmiştir .
Bunların Müslümanlığı da , tartışma götürür .
Halen bu politikaları devam etmekte .
Bunları bilmenizi istedim .
Efendim , Ağustos ayı , Türk Ulusu için çok önemli bir ay .
Alparslan’ın , Malazgirt Zaferi .
Batılı emperyalistlerin pohpohlaması ile Anadolu’yu işgal eden Yunanlıları . 22 gün 22 gece Sakarya Meydan Muharebesinde , Atatürk’ün önderliğinde yenilgiye uğrattıkları zafer .
Savaş cephesine getirdiği yeni ilke olan :
“ Hattı müdafaa yoktur . Sathı müdafaa vardır . O satıh bütün vatandır . Vatanın her karış toprağı , vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça terk olunamaz .“
İlk darbeyi alan düşman . Bir yıl sonra 22 Ağustos’ta ölümcül darbeyi alarak Anadolu’da gübreye dönüştü .
Ayni düşman , 100 yıl önceki yenilgiden , ders almamışa benziyor .
Şimdilerde , onu başka bir emperyal devlet , pohpohlayarak , ayni serüveni yaşatmaya çalışmaktadır ..