2019 yılındaki dörtlü koalisyon döneminde Mağusa İskele Yeniboğaziçi imar planı için harekete geçildi. Bunun için önce emirname yayınlandı. 2019 sonuna kadar bu imar planı çıkarılmazsa emirname de otomatikman ortadan kalacaktı.
Üç yıl önce ortaya konan Mağusa İskele Yeniboğaziçi imar planı öyle bir rant planı haline getirilmişti ki tüm kesimlerin öfkesini çekti. Elbette dönemin Başbakanı Ersin Tatar da bu plana evet diyemezdi. O da üstüne düşeni yaptı ve bu planı imzalamadı.
31 Aralık 2019’da emirname yürürlükten kalktı. 15 Ocak 2020’ye kadar geçen süre içinde Fasıl 96 geçerliydi.
Daha sonra tekrar bir emirname yayınlandı. O emirname de Sucuoğlu’nun başbakanlığı döneminde çıkarılan imar planıyla yürürlükten kalktı. Ancak Şehir Plancıları Odası mahkemeye başvurup bu imar planına ara emri aldı.
Bu durumda yine 15 Ocak 2020’deki emirnamenin geçerli olması gerekiyordu.
İddialara göre Cafer Gürcafer’in önderliğindeki müteahhitlerin operasyonu da tam burada başlıyor.
Plana göre, hükümetin bu emirnameyi kaldırması sağlanacak. Bu durumda en başa yani Fasıl 96’ya dönülecek.
Ancak alınan bilgiye göre, ruhsat için yeni başvuru kabul edilmeyecek. Amaç sadece bölgede inşaat yapan 4-5 müteahhidin yaklaşık 15 bin konutuna yasal kılıf hazırlamak olacak.
Bu noktada sormak gerekiyor. Bu ülkede fırsat eşitliğini savunacak siyasi irade nerede?
Halkın hakkını hukukunu savunacak merciler uyuyor mu?
Bu ülkede yatırımcılar yasalar önünde eşit değil midir?
Kazanılmış haklar başlığı altında “Torpilli Projeler” hangi kriterlere göre uygunluk kazanacak?
Şehir Plancıları Odası da acaba bu rant operasyonunun içinde mi?
Bu operasyon ile aklanacak kaçak binalar kimlere ve kaçar adet satıldı?
Bugün bir restoranda toplanacak müteahhitlerin yarın rant operasyonunu başlatacağı öne sürülüyor.
Kısaca bölgede inşaat yapan malum üç beş müteahhide altın tepside mamma ikram edilecek.
Bu olamaz. Yapılması gereken bellidir. Anayasanın eşitlik ilkesi gereği bu ülkenin vatandaşları böyle bir ayrımcılığa tabi tutulamaz.
Eğer Fasıl 96’ya göre böyle bir başvuru açılıyorsa herkese açılmalı. Bir zaman sınırı da koyulmalı. Örneğin 3 ay içinde projesini hazırlayana bu kapı açılmalı.
Aksi halde bu adaletsizlik yine toplum vicdanında mahkum olacaktır. Bizden söylemesi…