İngiltere’nin yeni başbakanı Liz Truss, ülkede enerji fiyatlarındaki artışı 2 yıl sınırlayan bir plan açıkladı.
Ekim ayından itibaren uygulanacak plan kapsamında elektrik ve gaz faturaları, tipik ortalama bir hane için yılda 2 bin 500 sterlin (yaklaşık 52 bin 585 TL) düzeyinde tutulacak.
Bu, fiyat artışlarının bir kısmının hükümet tarafından sübvanse edilmesi anlamına geliyor.
Müdahale olmasaydı, Ekim ayında yapılacağı açıklanan zamlarla ortalama bir evin yılda 1900'den 3500 sterline çıkacağı tahmin edilen elektrik ve gaz faturaları, bu plan ile makul bir seviyeye çekilmiş olacak.
Truss, enerji faturalarını ödemekte güçlük çeken işletmelere de 6 aylık bir fiyat indirimi garantisi verdi. Plan kapsamında işletmelere tüketicilerle aynı düzeyde destek sağlanacağını söyledi.
Bu planla rekor düzeylerdeki enflasyonun yüzde 5 düşeceği belirtiliyor. Zira yüzde 13’e yaklaşan enflasyon İngilizlerin ödünü koparıyor.
Peki bizde durum nedir?
8 bin 600 TL net asgari ücret alan bir çalışan, maaşının üçte birini elektrik faturasına ödüyor.
Aylık 2 bin 800 TL’den hesaplasak bir yılda ödediğimiz elektrik faturası 33 bin 600 TL.
Buna tüp dahil değil. Onu da eklerseniz yaklaşık 37 bin TL gibi bir rakama ulaşırsınız.
Yanlış anlaşılmasın. Burada İngiltere gibi dev bir ülke ile KKTC’yi kıyaslıyor değiliz.
Ancak sosyal devlet nasıl olur, vatandaşı için kaygılanan hükümet nasıl davranır? Bundan iyi örnek olamaz.
Bizde hükümetin bırakın bu konuda bir indirim yapmasını artan enerji fiyatlarıyla ilgili en küçük bir kaygı duyduğuna dahi şahit olmadık.
Yüzde 13’e yaklaşan enflasyon İngilizlerin ödünü koparıyor. Bizde yüzde 118’i geçtik. Kimsenin umurunda bile değil.
Maaşlar artsın, piyasa zamlansın, domino efektiyle ekonomi içinden çıkılmaz bir hal alsın. Bu makul bir çözüm değil.
Umarız İngiltere’nin yeni ‘Iron Lady’si bizimkilere de ilham olur. Zira “Iron Man” olmak sadece lafla değil cesaret ve icraatla olur. Bizden söylemesi…