Biz ülkede külliye tartışmalarıyla birbirimizi yerken büyük fotoğrafı ne yazık ki göremiyoruz. TC Cumhurbaşkanı Erdoğan dün yaptığı açıklamayla New York’ta BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmanın gelişigüzel bir konuşma olmadığını ortaya koydu.
'Tüm kurum ve kuruluşlarımızla uluslararası toplumun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanıması için çalışacağız” diyen Erdoğan, bu konuda adeta bir seferberlik başlattı.
Bu sadece Erdoğan’ın düşüncesiyle oluşan bir seferberlik değildir. Türk devletinin yeni politikasıdır.
Peki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bu konuda adım atar mı?
Erdoğan bu soruya “BM Güvenlik Konseyi gerçekten adil davranırsa, bu süreci hızlandırırız” diyor.
Ama elbette B Planı da var.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bu konuda adım atmazsa o zaman tek tek üye devletlerden KKTC’nin tanınması istenebilir.
Yaptığı çağrının netice vermeyeceğine kuşkuyla yaklaşanlara da seslenen TC Cumhurbaşkanı, bunun sadece bir ön hazırlık olduğunu söylüyor.
Nitekim Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun dün Washington’daki diplomatik temaslarını ve düşünce kuruluşlarında Kıbrıs’ta egemen eşitlik temelinden iki ayrı devlet modelini anlatmasını da bu hazırlığın bir parçası olarak okuyabiliriz.
Diğer yandan TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Gerek Ege'de, gerekse Kıbrıs'ta biz de kendi çıkarlarımızı, güvenliğimizi korumak ve Kıbrıs Türkünün haklarını korumak için gerekli adımları kararlılıkla atacağız. Garantör ülke olarak biz de inşallah Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gerekli takviyeleri de yapacağız” açıklaması da büyük önem arz ediyor.
ABD'nin tarafsızlık politikasını bozarak, Yunanistan'ın lehine adımlar attığı ve Güney Kıbrıs'a yönelik silah ambargosunu kaldırdığı bir dönemde yapılan bu açıklama fevkalade önemlidir.
Peki biz Türkiye ile birlikte omuz omuza ateş çemberi içindeki bu coğrafyada var olma mücadelesi vermemiz gerekirken ne yapıyoruz?
Külliye yapılmamalı mı, yoksa yapılmamalı mı? Bunu tartışıyoruz. Güler misin, ağlar mısın…
Biraz kafamızı kaldırıp içinde bulunduğumuz coğrafyada neler oluyor bakmalıyız. Aksi halde durum hiç de iç açıcı değil. Bizden söylemesi…