Crans Montana ile birlikte , federal ayaklar üzerinde 54 yıl duran görüşme masası . Güneyin ve Yunanistan’ın maksimalist politika ve davranışları yüzünden , masayı ayakta tutan ayakların kırılması ile tumba gudumba çöküverdi .
Bu son federal yapının tesis edilmesi için yapılan son toplantı oldu .
Sn. TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu , drabezayı deviren Rumlara , Yunanlılara ve tüm dünyaya şu mesajı vermişti .
“Federasyon görüşmeleri burada bitmiştir .”
“Artık federasyonu görüşmeyeceğiz .”
Akabinde de Türk tarafı , federasyon tezini bir yana itip , Kıbrıs konusunda yeni bir politika üretmiş ve BM ile dünya kamuoyuna bunu bildirerek ilan etmişti .
“Egemen , eşit iki devlet ve eşit uluslararası statünün tescili .“
Bu yeni politika , görüşme masasına oturulmasının da tek ve vazgeçilmez şartı olarak , BM’ in bilgisine getirilmişti .
Sn. Ertuğruloğlu , TRT de yaptığı açıklamada . BM Brahmi raporuna göre , askerlerin konuşlandığı coğrafyada olan tüm taraflarla anlaşma içerisinde olmalarını öngördüğünü . Bugüne kadar böyle bir şeyin olmadığını . Yeni politika doğrultusunda , egemen olan KKTC ile böyle bir anlaşmanın yapılmasının talep edildiğine de vurgu yapmıştır .
Şimdiye kadar , misafir statüsünde olan bu askerlerin . Bundan böyle güneyle yapılan anlaşmalarının bir benzerinin KKTC tarafı ile de yapılmasını . Bunun için BM BG yetkililerine , anlaşma taslağı verdiklerini de kamu oyuna duyurmuş oldu .
Anlaşmanın imzalanması için de bir aylık izin verildi .
Tabi konu BM genel merkezinde GS Guterres ve BM GK üyeleri ile de istişare edilecek .
Sonuçta bir karara varılacak .
GK üyeleri , bu talebin geri çekilmesi için Türkiye’ye çoktan baskılara başlamışlardır bile .
Bu karar , Türkiye ile istişare edilerek alınmış bir karardır .
Türkiye masadakilerin ve batının ne menem mahluklar olduklarını yaşayarak , hem masada , hem de sahada görmüştür.
Tanınma isteniyorsa .
Ülke coğrafyasında egemenliğin , dışa karşı gösterilmesi ve kabul edilmesi ile ancak önü açılabilir .
Bu durum karşısında , GK kararlarına atıfta bulunularak , tanınmanın mümkün olmadığı yollu propagandalar ve halka yanlış bilgiler verilmektedir .
GK kararları tavsiye niteliklidir .
Bağlayıcı ve üye ülkelere müeyyide uygulayacağı nitelikte kararlar değillerdir .
Tarihte bunun örnekleri çoktur .
Hele dünyamızın geçmekte olduğu bu süreçte , BM’ in ne kadar bigane bir duruma getirildiğini , hep birlikte görmekteyiz .
Tek ülke olarak Türkiye , bizi elçilik düzeyinde tanımaktadır .
83 yılından , günümüze dek , Türkiye’ye BM ne gibi bir müeyyide uygulamıştır .
BM Teşkilatı , bir tabela teşkilatına döndü .
Beşin oyuncağı halindedir .
İtibar , eksinin de altındadır .
Kıbrıs Türk Halkına hiçbir faydası dokunmayan , üstelik de masum Türkleri EOKA canilerine teslim edip şehit edilmelerine ön ayak olan bu askeri birliğin . KKTC sınırları içinde , Rum’la yaptığı anlaşma ile fink atması , düşünülemez ve katlanılamaz bir durum olsa gerek .
Taslağı imzalasalar bile .
Benim Devletimin egemenliği altında , görev yapacaklarının da bilincinde olacaklar .
Zaten Taslakta bu kurallar yazılmaktadır .
Atılan adım doğru .
Egemensem , benim devlet kurumlarım da işlev yapacak .
Devletimin kurumlarından biri olan , bağımsız yargı varken .
TMK’nın hala daha işlev yapması , düşündürücü olsa gerek .