Haftanın ilk günü ülke genelinde 4-5 saati bulan elektrik kesintilerinin kokusu çıktı. Her ne kadar “onarım, tamir” dense de belli ki yazın en sıcak günlerinden yaşadığımız yakıt krizi yine hortladı.
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nda örgütlü sendika El-Sen’in Başkanı Çağlayan Cesurer dün itibari ile yakıt kalmadığından dolayı Teknecik Elektrik Santrali’nin durma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Kıb-Tek Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Paşa da yaptığı açıklamada Teknecik Elektrik Santrali’nde bir günlük yakıt kaldığını doğruladı.
Elde edilen bilgilere göre bugün AKSA’dan 2 bin ton yakıt gelecek. Ancak o yakıt da 3-4 gün idare edecek boyuttta.
TPIC adına gelecek gemi ise henüz yola çıkmadı.
Oysa daha birkaç gün öncesine kadar hükümetten yapılan açıklamalarda bugüne kadar yaşadığımız yakıt krizlerinin artık son bulacağı müjdeleniyordu.
Peki o halde bu yakıt krizi neden ortaya çıktı?
Neredeyse gelirimize oranla dünyanın en pahalı elektriğini kullanan biz Kıbrıslı Türkler, ödediğimiz faturanın karşılığını neden alamıyoruz?
Havalar daha henüz tam soğumamışken, kimse ısıtıcılara, klimalara yüklenmemişken böyle akaryakıt sıkıntısı yaşıyorsak, kışın ortasında ocak ayında ne yapacağız?
Bu sorunlar ülkemiz için hayatidir.
Enerji meselesi, dünyadaki bütün ülkelerin şu an birinci sorunudur. Biz de bu meseleyi siyaset üstü bir biçimde ele almalıyız.
Şurası bir gerçek. Elektrik üretiminde yaşadığımız sorunların üstesinden asla günübirlik çözümlerle gelemeyiz.
Türkiye’den kabloyla elektrik ve enterkonnekte sisteme dahil olmamız, tek kurtuluş yolumuzdur.
Bir takım çevrelerin ısrarla bu projeye “Türkiye’ye bağlılığı artıracağı” gerekçesiyle karşı çıktığı ortada.
Aynı çevreler Türkiye’nin suyunu da reddediyordu. Ama bugün artık Türkiye’den gelen suyun ne kadar hayati olduğu herkes tarafından kabul ediliyor.
Türkiye’nin parasını alıp cebine koyan bizler, bütçeyi Türkiye’den gelen parayla denkleştiren hükümetler, iş Türkiye’den kabloyla elektrik getirmeye gelince mi “bağımsızlık” naraları atıyor?
İşin tuhaf yanı Türkiye’den kabloyla elektriğin bizim bağımsızlığımıza gölge düşüren bir yanı da yoktur.
Hem dünyanın en yüksek faturalarını ödeyip hem de 5-6 saatlik elektrik kesintilerine maruz kalmak bu halka büyük saygısızlıktır.
Elektrikle ilgili bir an önce önümüzdeki 30 yılı kapsayan bir vizyon geliştirilmelidir. Aksi halde yolumuz karanlıktır. Bizden söylemesi…