Ülkede bir çok sıkıntı var. Hayat pahalılığı almış başını gidiyor.
Asgari ücrete gelen artış henüz 24 saat geçmeden peş peşe gelen yağmur gibi zamlarla eridi.
Yapılması beklenen onca iş yerel seçimler nedeniyle ertelendi.
Şimdi hükümetten beklenen tam kolları sıvayıp işe koyulmasıyken bir anda yine hükümet krizi ve erken seçim iddiaları ortalıkta konuşulmaya başlandı.
Hani bu hükümet 2027’ye kadar iktidarda kalacaktı? Ne oldu da yine dönüp dolaşıp yine bir hükümet krizini konuşur olduk?
YDP Genel Başkanı ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, bütçe görüşmeleri sonrasında hükümetin geleceği ile ilgili bir değerlendirme yapacaklarını kaydederek, “Hükümeti bozan biz olmayız” ifadelerini kullanıyor.
Yani iş oralara kadar geldi.
Erken seçim ihtimali hakkında da konuşan Arıklı, “Demokraside alternatif tükenmez. En az 4 tane yapılabilecek hükümet modeli var. Erken seçim de alternatifler arasındadır” diyor.
Peki sokaktaki insan ne düşünüyor?
Bu sistemle seçime gittiğimizde üç aşağı beş yukarı yine aynı sonucu alıp aynı tabloyla karşılaşmayacak mıyız?
Hükümete girerken 100 günlük bir hükümet programı sunduklarını dile getiren Arıklı, “Benim partim bu programın uygulanıp uygulanamadığını sorguluyor” diyerek rahatsızlığını dile getiriyor.
Sahi ne oldu o protokol?
Son milletvekilliği seçimden bu yana daha bir yıl geçmedi. Ama bir yılda iki hükümet, iki başbakan değişti.
Peki vatandaşın hayatında ne değişti?
Sorunların çözümünde bir arpa boyu yol alındı mı?
Şu an hükümetin bozulması ya da Meclis’te nisap sorunu yaşatacak kritik bir sayıyla yola devam etmek ülkede büyük sıkıntılar yaratır.
Dünya 2023’te ekonomik anlamda adeta bir felaket bekliyor. Bütün devletler önlemini aldı. Küresel kriz en çok bizim gibi dövize muhtaç gelişmekte olan ülkeleri vuracak.
Tüm bu şartlar altında biz neyi tartışıyoruz? Aklımızı artık başımıza alalım.
Beklenen ağır ekonomik kriz öncesinde hükümetin bozulması, iktidarda bulunan tüm partiler için siyasi intihar olur. Bizden söylemesi…