Ne güzel bir sözdür. Küçük insanlar kişileri, normal insanlar olayları, büyük insanlar ise fikirleri tartışır.
Ne güzel bir sözdür. Küçük insanlar kişileri, normal insanlar olayları, büyük insanlar ise fikirleri tartışır.
Biz de artık Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal vesile edilerek yaratılmaya çalışılan o kutuplaşma ortamından uzaklaşarak, hükümet ortaklarının Ankara seyahatinde elde ettikleri üç önemli kazanıma bakalım.
Birincisi KKTC’de yaşayan TC vatandaşlarının Türkiye'deki sağlık sisteminden Türkiye'de yaşayan vatandaşlar gibi faydalanması. Bu gelişme fevkalade önemlidir. Sağlık sistemimizde çok önemli bir ihtiyaca yanıt verecek kritik bir hizmettir.
İkincisi, gelecek kaygısıyla ülkeden göç etmek zorunda kalan gençlerimizin bu ülkede kökleşmesini sağlayacak toplu konut hamlesiyle ilgili müjdeli haber. Derinya bölgesinde TOKİ ile iş birliği yapılarak inşa edilecek sosyal konut projesi dar gelirli insanımızın konuta ulaşma noktasında önemli bir ihtiyacını giderecek.
Ve üçüncü en önemli gelişme de KKTC’ye kablo ile elektrik projesinin çok yakında başlayacağı müjdesidir…
Kış gününde hemen hemen her gün elektrik kesintileriyle baş etmek zorunda kalan Kıbrıs Türk halkı kabloyla elektrik projesinde, Türkiye’de gelen suda olduğu gibi yine çok stratejik bir güce sahip olacaktır.
Ancak yazının başında söylediğimiz gibi biz ne kişileri, ne olayları konuşalım. Bu toplumu ileri götürecek olan fikirleri tartışmaktır.
Türkiye’den kabloyla elektrik projesini konuşurken, bu projeyi ilk kez gündeme getiren ve 2006-2007 yıllarında bunun için büyük mücadele veren Safa Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özmen Safa’nın fikrini anmamak olmaz.
2006 yılında İstanbul Ticaret Merkezi’nde tutulan bir ofiste üzerinde 9 ay çalışılarak en ince ayrıntısına kadar planlanan projeyle Rumlara da elektrik satılacaktı.
Bir ucu Silifke’de olacak olan kablolu elektrik sistemine Barış Enerjisi adı verildi.
Meselenin siyasi boyutu da vardı. O yüzden dönemin Türkiye Başbakanı Erdoğan ile de görüşülüp onayı alındı.
Burada başta dönemin Başbakanı Ferdi Sabit Soyer ile yapılan görüşmeler de olumlu geçmişti.
Türkiye’den gelen uzmanlar Teknecik’te gerekli incelemeleri yaptı. Proje için eksiklikler tespit edildi.
Tüm bu incelemelerin sonunda teklif dönemin Maliye Bakanı Ahmet Uzun’a sunulduğunda geri çevrildi. Anlamak güçtü. Ama Maliye Bakanı başta AKSA’yı bahane ederek çeşitli gerekçelerle bu fikre karşı çıkmıştı.
Şimdi yıllar sonra yine aynı proje konuşuluyor.
Bir kesim var ki Türkiye’den suyun gelmesine karşı çıktı. Şimdi de kabloyla elektrik konusunda ama ile başlayan itiraz cümlelerini dillerinden düşürmüyorlar.
Amaç belli. Bu memleketi ileri götürecek her türlü olumlu adamı itirazları var. Çünkü yaşanacak her türlü gelişme, ileriye dönük adım, bu kesimlerin tahtını sarsıyor.
Ancak artık mızrak çuvala sığmıyor. Bu kez gerçekleri görelim. Başta kabloyla elektrik projesi olmak üzere bu memleketi ileri götürecek her türlü yenilikçi fikri sahiplenelim.
Aksi halde bunun bedelini yine biz ve bizim çocuklarımız ödeyecek. Bizden söylemesi…