Dünya değişiyor. Biz de bu hızlı değişime ayak uydurmak zorundayız.
Düne kadar Türkiye’ye şartlar sunan Avrupa, Rusya’nın Türkiye’yi doğalgaz üssü haline getirme kararının ardından Türkiye’ye muhtaç hale geldi.
Vatandaşlarına “birlikte duşa girin, oda sıcaklığını 8 dereceye ayarlayın” diye acınası tavsiyelerde bulunan Avrupa ülkelerinde hükümetler, ne yapacağını şaşırmış durumda.
ABD her ne kadar Avrupa’yı kışkırtsa da Rusya’ya olan yaptırımlar daha çok Avrupa’nın kendisini vurmak üzere.
Sadece ısınmak değil, sanayi üretiminin de durma noktasına gelmesi Batı’yı kara kara düşündürüyor.
ABD’nin tuzu kuru. Bu enerji darboğazı ABD’yi etkilemiyor. Ama ya Almanya başta olmak üzere AB ülkelerinin durumu ne olacak?
Bu bağlamda en fazla ABD’nin oltasına gelen ülkeler ise hiç şüphesiz Yunanistan ve Rum yönetimi.
TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ABD ve AB ülkelerine “Rum-Yunan ikilisinin oyuncağı olmayın” diye uyarıda bulundu.
Ancak burada oyuncak durumunda olan ABD mi yoksa Yunanistan ve Rum kesimi mi? Orası ciddi bir şekilde tartışılır.
Tüm bu uluslararası gelişmeler içinde biz ne durumdayız? Biraz da buna bakalım.
Rum yönetiminden önemli bir hamle geldi.
Rum Çalışma Bakanlığı, Kıbrıslı Türklerin Güney Kıbrıs iş piyasasına dahil olmalarının kolaylaştırılmasına yönelik birtakım tedbirler üzerinde çalıştıklarını açıkladı.
Şu anda Güney Kıbrıs’ta yaklaşık 2 bin 600 Kıbrıslı Türk’ün çalıştığını varsayarsak hedef bu sayıyı daha da artırmak.
Peki amaç ne?
Rum Dışişleri Bakanlığı amacını da saklamıyor aslında.
Bu çaba, “Kıbrıs Türk toplumunu Türkiye’ye bağımlı olmaktan kurtarmaya” yönelik bir tedbirmiş…
Yani Kıbrıslı Türk’ün yaklaşık bin Euro olan asgari ücret karşılığında anavatanıyla bağlarını zayıflatmaya çabalıyorlar.
Bu yaklaşım elbette boşunadır. Kimse anavatanını bin Euro maaşa Rumlara satmaz.
Ancak Rumları böyle düşünmeye iten faktör nedir? Bu girişim ile Kıbrıslı Türklerin anavatan ile bağını koparmayı nasıl planladılar?
Bu konuda da şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz, ekonomide atılması gereken adımları bir an önce atamamız lazımdır. Bizden söylemesi…