Her türlü ittifakın veya ortaklığın ana unsuru , karşılıklı güvendir .
Bu unsur olmazsa , ne ittifak kurulur , ne de ortaklık .
Oluşturulan ortaklık veya ittifaklarda , karşılıklı güvensizlik başlarsa , ortaklıklar çatırdamağa başlar .
Dünyada , komünizmin hakim olmaya başladığı yıllarda , ki bu İkinci Dünya Savaşından sonra meydana gelmiştir . Bunu önlemek için batılı kapitalist ülkeler , kapitalizmin hakimiyetini devam ettirmek için askeri bir pakt olan NATO ittifakını oluşturarak . SSCB’nin dünyaya yayılmasının önüne geçmişti .
Stalin’in , Türkiye’den toprak istemesini gerekçe gösteren Türkiye , ABD’ye yanaşmış ve 1952 yılında Nato’ya girmişti .
Tabii giriş için de bir bedel ödemesi gerekiyordu .
O bedel de Kore’de ödenmiştir .
NATO ittifakı ile bütünleşen ve özdeşleşen ABD . Gerek mali desteğiyle , gerekse askeri destekleri ile Nato içerisindeki ülkeleri , kendi çıkarları için kullanmasını çok iyi bilmiş . Halen de bu politikasını sürdürmektedir .
Amerika , dünyada en büyük emperyalist ülkelerden birisi olup , dünyanın her köşesinde , kendi çıkarlarını korumak için politikalar üretmiş ve üretmeye de devam etmektedir .
Atatürk’ün , tam bağımsızlığı elde etmek için başlatmış olduğu Milli Kurtuluş Savaşı ve elde ettiği zaferle birlikte , dünyaya TC devletini tasdik ettirmesi ile , başta emperyal Amerika ve batı olmak üzere büyük rahatsızlık içine girmiş ve hazımsızlıklarını dile getirmişlerdi .
Atatürk Türkiye’si , mercek altına alınmış .
Stalin’in Türkiye’den toprak isteği ile birlikte , Atatürk’ten sonraki idareler , Amerika’ya yanaşmış ve yukarıda da belirttiğim gibi , 1952 ‘de Türkiye NATO’ya alınmıştı .
1952 , Batılılar ve Amerika için ellerini ovuşturdukları yıl olarak da tarihe geçmiştir .
Artık Türkiye , NATO şemsiyesi altında “ zabturap “ altına alınmış bir ülke olarak , her hareketi icazete bağlanmıştı .
Zamanı geçmiş , gerek askeri , gerekse de tarım alanında yapılan hibeler karşısında , Türkiye’nin gözü bağlanmaya çalışılmış ve dış politikada , Amerika’nın etkisi büyük bir rol oynamıştı .
Türk Silahlı Kuvvetlerinin tüm malzemesi , Amerika ve diğer ülkelerden sağlanır olmuş . Milli savunma sanayinin kapılarına , kilit vurulmuştu .
Büyük Amerika , Türkiye’yi küçük Amerika yapacağı aldatmacası ile Türk insanı umutlandırılmış ve bu hep hayalde kalmıştı .
NATO ile birlikte , Türk ekonomisi de geriye gitmeye başlamış . Türk parası belirli dönemlerde devalüe edilerek , alım gücü dolar karşısında güçsüzleştirilmeye başlanmış .
Nato şemsiyesi altında , Türkiye , Milli Misak sınırları içine hapsedilmiş . Ege’deki hakları , Yunanistan lehine yönlendirilmeye başlanmıştı .
1963’te , Kıbrıslı Türklerin Rum ve Yunanistan tarafından soy kırımına , TC ‘nin askeri müdahale girişimi istemi karşısında , Amerika’nın buna karşı olduğuna dair zamanın başkanı Jhonson tarafından yazılan mektupla birlikte . Amerika’ya duyulan güven , büyük bir bunalıma girdi ve halen de devam etmekte .
Bu bunalım , 1973 yılında , Türkiye’de yeniden haşhaş ekimi ile daha da büyümüş ve 1974‘ teki Barış Harekatı ile tavan yapmış .
Güneydoğu’da , terör örgütlerinin Amerika tarafından desteklenmesi ise , güven bunalımına tuz biber ekmiştir .
Türkiye’nin , Milli Misak dışına çıkması , başta Amerika ve batılılar tarafından hiçbir zaman hazmedilmemiş . 1974 ‘te başlayan güven bunalımı , 2022 yılında ABD’ tarafından , Türkiye coğrafyasının abluka altına alınmasına kadar devam etmiş ve etmektedir .
Bu , F-16 uçaklarının Türkiye’ye verilmemesi ile de hat safhaya çıkmıştır .
ABD Kongresine sunulan raporda , Türkiye’nin bölgede Amerikan çıkarlarına eskisi gibi jandarmalık görevi yapmadığından şikayet edilmekte ve kongrenin F- 16 larla ilgili vereceği karara dikkat çekilmektedir .
Türkiye , savaş uçağı ile şimdilik dışa muhtaç .
Türkiye için alternatifler çok .
Amerika sınanmak mı isteniyor ?
1964’ te Jhonson mektubu ile başlayan güven bunalımı . 2023 yılında Güneydoğu ile hat safhaya ulaştı .
Kongreye yazılan raporda , ABD’nin bölgedeki çıkarlarının üstüne basa basa duruluyor .
TC’nin , bu çıkarlara ters ve aykırı olarak kurulduğu algısı , hep Amerika’da mevcut .
Türkiye’de oluşmuş yeni dış politika sonucunda , Türkiye coğrafyasının tümü , Amerikan çıkarlarına ters düşüyor .
Türkiye de , Amerika da bunun farkında .
Buna rağmen bir oyun oynanmakta .
Bekleyelim görelim .