YUMURTA KAPIYA TEKERLENMEDEN

Geçen Çarşamba , her zaman olduğu gibi ADA TV ‘deki “Yalçın Cemal ile Söyleşi “ programımı yaptım .

Geçen Çarşamba , her zaman olduğu gibi ADA TV ‘deki “Yalçın Cemal ile Söyleşi “ programımı yaptım .
Program konuğum , eski Bakan , Cypruvex yönetim kurulu eski başkanı ve ayni zamanda da eski su işleri müdürlüğünü yapmış , bürokrasiden gelen , kendisi ile kaymakamlık dönemimde birlikte çalıştığım birisi .
O yılları hatırlayanlar , konuğumun Erdoğan Şanlıdağ’dan başkasının olmadığını , hemen anladıklarını , burada belirtmek isterim .
Erdoğan Şanlıdağ , siyasete aktif olarak atılmadan önce , yıllarca su işleri dairesinde çalışmış , çok değerli bir bürokrattır .
Programdaki söyleşimizde , diğer konuların yanında , ülkemizde tarımda kullanılan su ile ilgili olarak da söyleşide bulunduk.
74’ten sonra oluşan siyasi idarede , tarımın yapılabilmesi için o dönemin şartlarında meclisten geçirilip , yasalaşan 22/77 sayılı Yasa ile bir düzenleme getirilmiş ve tarım için kullanılacak suyun . Su kuyularından tedarik edilmesine dayanan bir yasa olarak meriyete girmişti .
Her kuyunun çevresindeki bahçe sahiplerinden müteşekkil , sulama birlikleri oluşturularak . Kuyunun tahsisi ve suyun kullanımı , oluşturulan birliğin idaresine verilmişti .
Denetim , BSK ve onun üzerinde olan üst denetim mekanizmasına verilmiş .
Mali denetimde , Maliye Bakanlığı Teftiş ve İnceleme kurulu yetkili kılınmıştı .
Bu tamamen yeraltı suları kullanımı için çıkarılan bir yasa idi .
Daha sonra değişen , gelişen ve oluşan şartlarla birlikte , yasanın uygulanmasında su ücretleri ile ilgili çok büyük adaletsizliklerin meydana geldiğini ve bunun halen devam ettiğini de yaşayarak görmekteyiz. .
Sulama için , su kuyularına ek olarak . Batı bölgesinde oluşturulan Gemi Konağı Göleti ile zaman zaman su ile dolan derivasyon su kanalının da devreye girdiğini izlemekteyiz .
Sadece tarım amaçlı kullanılan su kuyularına münhasır olarak çıkarılan mevcut yasa , artık ihtiyaca cevap verememektedir .
Çünkü mevcut yasa , yüzeysel olarak kullanılan ve Anadolu’dan gelen suyun kullanımı konusunda , hiçbir kural ihtiva etmemektedir .
Bu nedenle , değişen , gelişen ve oluşan ülke koşullarına göre , sil baştan , tarım suyunun kullanılması ile ilgili bir yasanın yapılması , artık şart olmuştur .
Anadolu suyunun kullanımı ile ilgili , isale hatlarına verilecek ana hatlardaki kamulaştırma sorununun çözülmesine dek . Bu ölü sezonda , ivedilikle yasa çalışmalarına başlanılmalıdır .
Öyle görünmektedir ki , tarım için ilk etapta kullanılacak sular , yüzeydeki kaynaklar olacaktır .
Bu konuda çok büyük yasal boşluklar var .
Boşluğun da ötesinde , acilen yeni bir yasanın çıkması farz olmuştur .
Tarım suyunun yönetimi ile ilgili , yeterli miktarda personelin alınmasını sağlayacak olan teşkilatlanmanın , çıkarılacak yasaya eklenmesi de kaçınılmaz olmuştur .
Üretimin ana kaynağı , can alıcı noktası , sudur .
Su hayattır özdeyişinden yola çıkarsak . Susuz tarımın mümkünatını daha tarih yazmamıştır .
Ülkemiz , kuraklık haritasında yerini almış ve bize ciddi uyarılarda bulunmuş , bulunmaya da devam etmektedir .
Suyun her alanda tasarruflu kullanılması için , devletler , suyun kullanımını deruhte ederek , politikalar saptamakta . Bunları yasalaştırarak , uygulama alanına koymaktadırlar .
Çünkü her türlü yaşamın , ana kaynağı sudur . Hayat , ancak su ile idame ettirilebilir .
İklim koşullarının getirmiş olduğu , olumsuz etkileşimlerden sonra . Bir damla suyun ne kadar kıymete bindiğini anlamak , kahin olmayı gerektirmez .
Bu sadece tarım suyuna münhasır olarak da yanlış algılamaya neden olmasın !
Tasarruf ve denetim , içme ve kullanım suyu için de üzerinde hassasiyetle durulması gereken hususların , en önemlilerinin başında gelmektedir .
Bütün bunlar söyleşimizin konuları oldu .
Ortak görüşümüz ise :
Acilen , yeni bir düzenlemenin , ivedi olarak , meclisten yasalaşarak uygulamaya geçirilmesidir .
Karar , siyaset kurumuna kalmış ..
Bu haber 2650 defa okunmuştur

:

:

:

: