Kamu özel ayırt etmeksizin maaşlarda başlatılan yüzde 1 ile yüzde 5 arasında kesinti kararı tartışma yarattı. Hükümet böylesi bir dönemde bu kesintinin normal karşılanması gerektiğini düşünüyor.
Ancak başta Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’dan gelmek üzere önemli uyarılar da var. Ne diyor Sayın Cumhurbaşkanı?
Maaşlardan yapılacak kesintilerin şeffaf şekilde kamuoyuyla paylaşılması gerekir.
Yani bu paralar nereye gidecek? Net bir şekilde tüm kesimler ikna edilmeli.
Bu konuda yaşanacak oldu bitti, asla kabul görmüyor.
Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, “Yasa tasarısı keyfi kararlara ve siyasi istismara açık. Kesilecek parayı çar çur etmeyecekleri ne malum” diye soruyor.
Serdar Denktaş “Kişinin rızası olmadan maaş kesinti yapmak zimmete para geçirmekle eş değerdir” diyerek eleştirileri oldukça sert bir noktaya taşıyor.
Sendikalar ayakta. Paranın yerine gideceğinden şüphe duyuluyor.
İnsani duyguların suistimal edilmeye çalışıldığı, paranın bütçe açığını karşılamak için toplandığına ilişkin iddialar var.
Ticaret Odası, ekstra vergi ve maaşlardan kesintinin, hayat pahalılığını artıracağı görüşünde.
Depremde kaybettiğimiz evlatlarımızın aileleri bile kesintiyi doğru bulmadıklarını söylüyor…
Yani ciddi bir hoşnutsuzluk var…
Dolayısıyla bu karar alınırken mesele enine boyuna ciddi şekilde ele alınmalıydı.
Bir diğer tartışılan mesele ise Türkiye’deki depremzedeler için yapılan konteyner evler…
Kıbrıs Türk Dayanışma Platformu tamamen iyi niyetli bir çabayla bin konteyner ev için seferber oldu. Ancak Türkiye’de 75 bin TL’ye mal edilen bu evlerin tanesi bizim ülkemizdeki maliyeti 175 bin TL’ye çıkıyor.
Peki neden böyle? Çünkü birçok malzeme Türkiye’den getiriliyor. Burada yapılıyor. Sonra nakliye masrafları dahil edilerek yine Türkiye’ye gidiyor?
Bu nasıl mantık? Buradaki amaç ne?
Türkiye’deki bu kışın soğuğunda sokaktan kalan depremzedelerin barınma ihtiyacını gidermek değil mi?
Toplanan bağışlarla biz burada üreteceğimiz konteyner evlerin neredeyse iki katından fazlasını Türkiye’de üretip bu yardımı yapabiliyorsak, neden bu yolu izlemiyoruz?
Kusura bakmayın ama böyle bir ortamda dahi kar peşinde koşuyorsak ayıptır, yazıktır, günahtır… Böyle bir vebalin altından kimse kalkamaz. Kaş yaparken göz çıkarmayın. Bizden söylemesi…