Ekonomik olarak çok zor bir süreçten geçiyoruz. Bu dönemde yaşanan tartışmalar bir yana elbette hükümetin kaynak yaratma çabalarını da anlayışla karşılamak gerekiyor.
Ancak biz ne yazık ki bu çabaları yanlış alanlarda gösteriyoruz.
Mesela maaşlardan kesinti önerisini ortaya atıyoruz. O yetmedi zaten vergisini veren işadamının üstüne ek vergiyle binmeye çalışıyoruz. Vergi vermeyeni ise görmezden gelmeyi tercih ediyoruz.
Memlekette vergi veren işadamı sayısı 120’yi geçmiyor. Diğerleri ise her ne hikmetse hep zarar gösterip neredeyse alacaklı olacak duruma geliyor.
Devlet ise tabiri caizse sadece tuttuğunu öpüyor.
Bu ülkede para getiren üç lokomotif sektör var. Bunlar turizm, eğitim ve inşaat. Bu sektörlere geliri artıralım derken zarar vermeyelim.
Örneğin konut satışlarında hem yabancıyı ülkeye gelsin diye teşvik ediyoruz. Hem de yabancıdan aldığımız vergiyi yüzde 6’dan 12’ye çıkarıyoruz.
Her yabancı bu ülkede konut alırken, daha başlangıçta konut bedelinin yüzde 0.5’ini vergi olarak ödüyordu. Yerli yatırımcı yüzde 0.5’te kalırken yabancıyı yüzde 6’ya çıkardık. Konutu üstüne alınca bir yüzde 6 daha ödeyecek. Al sana yüzde 12 vergi…
Yani ülkede yabancı yatırımcı yolunacak kaz gibi görürken, bindiğimiz dalı kesiyoruz…
Bu olmaz, olmamalı…
Kaynağa mı ihtiyaç var?
Şu anda tüm yasal hazırlığı yapılan ve Bakanlar Kurulu’nda bekleyen üç önemli yasa var.
Sanal Şans Oyunları Yasası, Forex Yasası, Bitcoin ve Kripto Para Yasası…
Bu üç yasanın çıkarılmasıyla devletin elde edeceği gelir yılda 1 milyar Euro… Dile kolay. Türk Lirası karşılığı 20 milyar TL’yi geçiyor.
KKTC’nin bir yıllık bütçesinin neredeyse yarısı kadar bir ek gelir yarat imkanımız varken, biz neden bir an önce bu yasaları hayata geçirmiyoruz? Neyi bekliyoruz?.. Kimin keyfini yapmaya çalışıyoruz?..
Maaşlardan kesilmeye çalışılan paralarla, vergisini veren işadamına yeni vergiler koyarak, ya da ülkede konut alanın üstüne yeni vergiler getirerek gelir yaratamazsınız…
Olsa olsa altın yumurtlayan tavuğu kesmiş olursunuz. Aklımızı başımıza toplayalım. Bizden söylemesi…