Deprem felaketi ile toplanacak yardımların , kanun hükmünde kararname ile çalışan ve emekliden kesintiye gidilmesi karşısında , yargıya giden sendikalar . İktidar ve muhalefetin bu konuda yakınlaşmasını ve bir araya gelmesini de sağlamıştır .
Hükümet , kararnameyi geri çekerek , muhalefetle birlikte bu konuda yol haritası belirlemek için , mecliste üç ad- hoc geçici komite oluşturmuştur .
Mali kaynağın sağlanması için .
Melek çocuklarımızın anılarını yaşatmak için .
Türkiye’de çocuklarımıza mezar olan otelle ilgili olarak yargı sürecinin takibi ve deprem mevzuatının ele alınması için .
İki komitede konsensus sağlanacak da .
Mali kaynağın oluşturulmasına dayanan komitede , konsensus sağlanacağına pek ihtimal veremiyorum .
Çünkü mali kaynak konusunda iktidar ve ana muhalefet arasında derin görüş ayrılıkları var .
İktidar , sağlanacak kaynağın , aşağıdan yani çalışan ve emekliden . Muhalefet ise , bu kaynağın , kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınarak sağlanmasında ısrarcı .
Çarşamba günkü “söyleşi “ programımın konuğu , Lefke CTP Milletvekili Sn. Salahi Şahiner idi .
Söyleşimizin nerede ise tümü deprem , depremzedeler ve yapılacak yardımların kaynaklarının nasıl sağlanacağı yönünde oldu .
Sn. Şahiner’in de üstüne basa basa söylediği ve işaret ettiği kayıt dışı ekonominin , kayıt altına alınarak . Bu kaynağın sağlanması doğrultusunda oldu .
Bunun şahsi görüşü mü , yoksa partisi CTP’nin görüşü mü ? diye sorduğumda . Kesin kes , partinin görüşü ve kararının bu doğrultuda olduğunu söyledi .
Üçüncü bir alternatif bulunur mu ?
Ya da , orta bir yol bulunur mu ?
Birinci olasılık , yargı engeline çarpar .
İkinci olasılık ise , sermayenin bendine toslar .
İlgili komitenin çalışmasını bekleyelim ve görelim .
Dün , gayri resmi olarak , Sn. Tatar ve Rum yönetimi yeni Başkanı Nikos Hristodulidis bir araya geldi .
Görüşme , gayri resmi olduğu için , Kıbrıs sorunu gündeme gelmedi .
Sn. Tatar , tabii afetler konusunda , nasıl bir işbirliğine gidileceğini de ortaya attı .
Ayrıca , Kıbrıs Türk Halkına , yarım asrı geçen izolasyonların uygulanmasının haksızlığını dile getirerek . Bunun kabul edilemeyeceğini Niko’ya söyledi .
En stroplu mesajı ise .
“ Egemen eşitlik temelinde , müzakerelere geçilebileceği “ cümlesi oldu .
Bu ise , Yunanistan’ın deprem nedeni ile Türkiye’ye yaptığı yardımlar karşısında , politikalarında , Yunanistan lehine dönüş yaptığı iddialara da açıklık getirerek . Bazılarının bu konuda yeşermeye başlayan umutlarını söndürmüş oldu .
Ermenistan’ın , Rus güçlerinin desteği ile silahsız Azerbaycan Türklerine karşı başlatmış olduğu soy kırımın yıl dönümüdür .
Aradan 31 yıl geçti .
1992 soy kırımından bir ay sonra , Avrupa Güvenlik ve İşbirliği teşkilatı içerisinde Minsk Grubu oluşturularak . Soruna çözüm bulmak için sözde faaliyete başladılar .
Bu grubu teşkil eden ülkeler ABD , Rusya , Fransa , Türkiye , İtalya , Almanya , Çek Cumhuriyeti , İsveç ve Belarus’tan müteşekkildi .
Bunlar soy kırımı araştırıp , sözde haklıyı ve haksızı bulup , Türkleri de katledenlerden hesap soracaklardı .
Ne mi yaptılar ?
Bir kocaman hiç .
Üstelik de , Ermenistan’ı silahlandırarak , işgal ettiği Türk topraklarının işgalinin devamını teşvik ettiler .
29 yıl , Minks Grubu , hep Ermenistan yanında yer alarak . Türklere karşı yapılan haksızlıklara karşı kılını kıpırdatmadı .
2020‘ de Azerbaycan Türkleri , kendi azim , irade ve silahlı güçleri ile işgal altındaki topraklarını kurtararak . Hem Ermenistan’a , hem de destekçilerine hayatlarında unutamayacakları çok büyük bir ders verdiler .
Bugüne kadar , katliamla ilgili hiçbir uluslararası girişim ve sonuca gidilemedi.
Nedeni mi ?
Soykırıma tabii tutulanların Türk olması .