Demokrasiye geçilmeden önce , yönetim şekilleri krallık , hükümdarlık , padişahlık , sultanlık ve bunun gibi yönetim şekilleri idi .
Bu yönetim şekillerinde , halk , baskıcı idarelerin yönetiminde idiler .
Bu yönetim şekillerine , monarşi denilmektedir .
Hala daha dünyamızda , bu yönetim şekillerine rastlanmaktadır .
Bu baskıcı yönetimlere , dünyada ilk kes Fransa’da karşı çıkılmış ve aç olan Fransız Halkı . Bastil Hapishanesini basarak . Demokrasi adına baş kaldırıp , ihtilal yaparak , Fransız Kralı , XVI Louis’i devirip . Monarşiye son vererek . Klasik demokrasiyi getirmiş . Birinci Cumhuriyeti kurmuştu .
Daha sonraları , Fransız Devrimini örnek alan birçok ulus , Fransız İhtilalini izleyerek . Monarşi idarelerine son verdi ve klasik demokrasiyi bir yönetim şekli olarak benimsedi .
Yeni Çağın başlaması ile de klasik demokrasiler , hukuk kuralları ile şekillenmeye başlamış ve siyasal erkin keyfi yönetim şekillerinin , önüne geçilmeye çalışılmıştır .
19. cu Y.Y da ise , yetkiler , Anayasalar tarafından sınırlandırılmış ve siyaset kurumunun idare biçimleri denetim altına alınmıştır .
İkinci Dünya savaşından sonra . İnsan Haklarının çerçevesi oluşturularak . “Çağdaş Demokrasinin “ temeli atılmıştır .
Her türlü yönetim şekillerindeki ülkelerin , dışarıya karşı açılan kapı ve pencereleri vardır .
Bazı , siyaset bilimcileri buna “ ayna “ da derler .
Monarşilerde , saraylar buna örnek gösterilebilir .
Günümüz yönetimlerinde ki bizde de bu yönetim şekli vardır , ki buna yukarıda “Çağdaş Demokrasi “ dedik .
Bu rejimlerde ise , ülkenin aynası , temsili demokrasi ile seçilen vekillerin oluşturdukları Meclislerdir .
Biz de de Cumhuriyet Meclisidir .
İlk bürokrat olarak bürokratik hayatımda çalıştığım yer Cumhuriyet Meclisidir.
Yani KKTC’nin aynası .
Meclis , ülke sorunlarını ele alıp , tümüne çözüm bulmakla mükellef bir organdır .
Seçilenler de bunun için seçilmişlerdir .
Çalışmalarında , hem ülke insanına , hem de dünyaya , çok iyi örnek olacak davranış biçimleri sergilemek zorunda .
Başka görevler alarak , Meclisten ayrılmama rağmen , Meclis çalışmalarını hep izliyorum .
Hiç kimse kusura bakmasın .
Hele dün izlediğim oturum . Meclisimizin , nerelerden nereye geldiğinin de benim açımdan , bir aynası olmuştur .
Çok yazık .
Dışarıya yansıyan seviye , beklenen seviye düzeyinde mi ?
Buna evet diyecek , biri var mı ?
Bu Meclis ki temellerinin , oluşumunda , binlerce şehit , kan ve göz yaşı var .
Bu şekilde çalışan bir Meclis , sorunların çözümü konusunda , halkına güven ve moral verebilir mi ?
Halbuki halkımız , her geçen gün biriken ve ağırlaşan sorunlarına karşı çözümler beklemektedir .
Bunları burada sıralamayacağım . Star Gazetesinin tüm sayfaları yetmez .
Meclisimizin itibarını , küçük düşürmeye hiç ama hiç kimsenin hakkı yoktur .
Olamaz da .
Lütfen kendinize gelin ve yüklendiğiniz sorumlulukları yerine getirin .
Bu gidişat , gidişat değildir .
Kendinize gelin .
Gelmezseniz , zamanı geldiğinde , gereken yapılır ve kendinize gelirsiniz .
Sonra Yalçın Cemal , yazmadı demeyin .