Bir ülke düşünün. Bir yasayı 20 yılda yapıyor. Bu sizce normal mi?
Sözünü ettiğimiz yasa Hal Yasası…
Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, bir türlü yaşama geçirilemeyen Hal Yasa Tasarısı’nın Pazartesi günü Meclis Genel Kurulu’na sunulacak duruma getirildiğini açıkladı.
Bir yandan sevinsek de bir yandan bu gecikmeye bir anlam verebilmemiz asla mümkün değil.
Bizim, ülkemizdeki meseleleri çözmek için bir yasayı 20 yıl bekletmek gibi bir lüksümüz olamaz. 20 yıldır bekleyen bir başka yasa olan kamu reformunda da durum farksız değil.
Şunu net olarak ifade etmek zorundayız. Deprem meselesinden alacağımız önlemler konusunda da tıpkı hal yasasında olduğu gibi 20 yıl tartışarak adım atamayız. Çünkü doğa bizi uyarıyor. Elinizi çabuk tutun diyor.
Bu konuda herkesin üzerine düşen önemli vazifeler var.
Dün Ada TV’ye konuk olan Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Aziz Limasollu, inşaatlarda yaşanan denetim boşluğuyla ilgili tartışmalar sürerken, önemli bir uyarıda bulundu.
Ne dedi Limasollu?
“Yapı denetiminde birinci sorumluluk belediyenin. Belediyeler ruhsat çıkarılırken parayı alıyorsa denetimi de yapmak zorundadır.”
Tespit doğru ama ne yazık ki ülkemizde belediye topladığı ruhsat harcının binde birini bile bina denetiminde kullanmıyor.
Tıpkı trafikte kesilen cezaların ya da seyrüsefer vergilerinin yollara harcanmadığı gibi…
Biz nerede ne topluyorsak sadece maaş ödüyoruz. Çünkü bugüne kadar ezber ettiğimiz tek gerçek “maaşını ödeyen başarılıdır” sözü…
Ancak bu düzen artık geçerli değildir. Biz kabul etmesek de yaşadığımız deprem felaketiyle doğa bunu bize zorla kabul ettiriyor.
Siyasiler, sivil toplum kuruluşları, ticaret örgütleri, binayı yapanlar, o binalarda satılan konutları alan bizler bunu kabul etmek zorundayız…
Bakın Vakıflar İdaresi, Mağusa’da Laguna Apartmanları için dün “Bu bina her an yıkılabilir” diye uyarı levhası astı. Vakıflar Genel Müdürü İbrahim Benter, günlerdir bu binalarda oturanları “can güvenliğiniz yok, acilen boşaltın, size her türlü yardımı yapmaya hazırız” diye çağrıda bulunuyor. Peki bu uyarıları dinletebiliyor mu?
Hepimizin topyekun bir zihniyet devrimine ihtiyacı var. Vatandaş olarak bizler de bu zihniyet devrimini zorlamalı, başta siyasiler olmak üzere bu ülkedeki tüm kurumlara baskı yapmalıyız…
Aksi halde 20 yıl bekleyen yasadan tutun da, çürük binada depremi beklemek zorunda kalan vatandaşa kadar, bir arpa boyu yol alamayız. Bizden söylemesi…