Kıb-Tek’in yayınladığı rakamlar, elektrikte yaşadığımız ciddi tehlikeyi gözler önüne seriyor.
Hem Kıb-Tek’in, hem de AKSA’nın ürettiği elektrik, ne yazık ki enerji ihtiyacımıza yetmiyor.
Güney’le yaptığımız elektrik alışverişindeki denge de buna bağlı olarak değişti.
Son 3 yılda toplamda 95 bin 359 megawatt saat elektrik enerjisi alınırken, karşılığında da 65 bin 152 megawatt saat enerji verildi. Yani mahsuplaşma sağlanamadı.
Aradaki açık 3 yılda 30 bin 207 megawatt saate ulaştı. Üstelik Güney’den aldığımız elektrikte açığı kapatamadığımız için 40 euro cent/kwh ödeme yaptık. Kilowat saat başına ödediğimiz para, bizim ürettiğimiz elektriğin maliyetinin neredeyse iki katı.
2022 Temmuz ve Ağustos aylarında Kıb-Tek’in yakıtı bittiği için Güney Kıbrıs’tan aldığı 15 bin megawatt enerji mahsuplaşma dışında kabul gördüğü için Rum tarafına vergiler dahil 7 milyon Euro ödeme yapıldı.
Sözün özü elektrikte Güney’e bağımlı hale geldik.
Peki bu durum nasıl önlenebilir? Yıllardır konuşulan kabloyla elektrikte neden yol alamıyoruz?
Geldiğimiz bu noktada sadece UBP’li hükümetlerin değil, CTP’li hükümetlerin de günahı var.
Bugün muhalefette olduğu için sesi daha gür çıkıyor olabilir ama bu ülkede elektrik sorununu 16 yıl önce çözülmesini engelleyen de CTP’li bir hükümetti.
O günlerde Türkiye’den Kıbrıs’a elektrik getirilmesi projesi Safa Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özmen Safa tarafından hazırlanan en önemli projelerden biriydi.
Ancak ne yazık ki dönemin Maliye Bakanı Ahmet Uzun projeyi engelleyerek bugün herkesin şikayet ettiği noktaya gelmemize sebebiyet verdi.
Bir ucu Silifke’de olacak kablolu elektrik projesi hayata geçebilseydi bugün Rumlardan bize değil, bizden Rumlara elektrik satışını konuşuyor olacaktık.
Proje sadece Türkiye ile Kuzey Kıbrıs’ı değil, Güney Kıbrıs ve Orta Doğu’yu da birbirine bağlayacaktı.
Bu enerji köprüsü ne yazık ki ülkemize has vizyonsuzluk ve siyasi körlük nedeniyle gerçekleştirilemedi.
Bu siyasi körlük bitmediği sürece biz ülkenin geleceğini riske atmaya devam ederiz. Bizden söylemesi…