Ülkemizde yaşanan tartışmalar ne yazık ki hiçbir bilimsel temele dayanmıyor. Sadece tribünlere oynayan bir siyaset anlayışı sorunlar karşısında çözüm bulmamızı da engelliyor.
Yaşanan sorunu bir hikaye ile anlatalım.
Zamanın birinde üç kişi giyotinle idama mahkûm olur.
Bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de fizikçi...
İdam sehpasına ilk papaz çıkarılır. Başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar:
“Son sözün nedir?”
Der ki: “Ben Allah’a inanıyorum, O beni kurtaracaktır. Allah... Allah... Allah...
Giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur. Halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır: “Onu serbest bırakın; Allah sözünü söylemiş ve onu korumuştur…”
Böylece papaz idam edilmekten kurtulur...
Sıra hâkime gelir, ona da sorarlar: “Demek istediğin en son söz nedir?”
Der ki: “Ben papaz gibi Allah’a inanmıyorum. Ama adalete güveniyorum. Adalet... Adalet... Adalet...”
Giyotini indirirler, giyotin hâkimin de boynuna birkaç santim kala durur...
Bunun üzerine insanlar tekrar şaşırır ve bağırırlar:
“Adalet sözünü söyledi, onu serbest bırakın…”
Böylece hâkim de boynunun kesilmesinden kurtulur...
Sıra fizikçiye gelir. Ona da “Son sözünü söyle…”derler. Fizikçi şu cevabı verir.
“Ben ne Allah’a inanan bir papazım, ne de adalete güvenen bir hâkim.. Bildiğim tek şey şudur: Giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor…”
Görevliler giyotini kontrol edince gerçekten de bir düğüm olduğunu görürler. Düğümü açıp tekrar bırakırlar, böylece fizikçinin başı bedeninden kopar..
Bu kıssadan çıkarılacak çok hisse var.
Toplumdaki “düğümler” ve sorunlara işaret edip gerçekleri söylemenin acı sonuçları olabilir!..
Gerçeği söylemeye cesareti olanlar, bedel ödemeyi göze almalıdır...
Bu bağlamda bizim ülkemizi ele alalım. Yaşanan enerji sorunu ortada. Ancak herkes bu sorunu bilmesine rağmen çözüm yollunu konuşmuyor. Parmağının arkasına saklanıyor.
Acaba bizim de artık hikayedeki o fizikçi gibi gerçekleri söyleyip bedel ödeme zamanımız gelmedi mi?
Enerji meselesinin siyaset üstü bir anlayışla, meselenin tüm taraflarının masada olduğu bir komite tarafından ele alınması şart olmuştur.
Aksi halde bu toplum karanlıkta kalma tehdidiyle sorunların çözmek yerine, halının altına süpürmeye devam edecek. Bu iş artık böyle devam edemez. Bizden söylemesi…