Milli birlik ruhu zehirlenmesin!

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye’nin seçimden sonra Kıbrıs politikasında da değişime gitme ihtimaline ilişkin “Türkiye Devleti makamlarının Kıbrıs politikasında değişikliğe müsaade edeceklerini düşünmüyorum. Türkiye’nin MGK’sı, TSK’sı, MİT’i var, var oğlu var…” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye’nin seçimden sonra Kıbrıs politikasında da değişime gitme ihtimaline ilişkin “Türkiye Devleti makamlarının Kıbrıs politikasında değişikliğe müsaade edeceklerini düşünmüyorum. Türkiye’nin MGK’sı, TSK’sı, MİT’i var, var oğlu var…” şeklinde konuştu.
Bu sözleri kötü niyetli olarak eleştirenleri bir kenara bırakırsak, Tatar aslında sadece bir realiteyi tespit etti.
Kıbrıs meselesinde Türk devlet politikasının nasıl şekillendiğini anlamak için Barış Harekatı’nın yapıldığı 1974 yılına gidelim.
İktidarda kim vardı?
1973 Türkiye genel seçimleri sonrası Bülent Ecevit tarafından kurulan CHP ve MSP koalisyon hükûmeti vardı. 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Harekâtı da bu hükûmet döneminde yapılmıştı.
Biri solda diğeri Erbakan hocanın liderliğinde sağda birbirine taban tabana zıt iki parti, Kıbrıs meselesinde tek vücut olmayı başardı.
O günden bu yana Kıbrıs meselesi Türkiye tarafından milli bir dava olarak algılanmış, siyaset üstü bir duruşla savunulmuştur.
Şu an Cumhurbaşkanı Tatar’ın savunduğu “iki devletli model” de milli bir siyaset olarak Türkiye ile birlikte ortak inşa edilmiştir.
Bir devlet politikasıdır.
İktidara kim gelirse gelsin bu politikada bir sapma olamaz. Bu Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatleri ile Kıbrıs Türkü’nün meşrut talepleri için de son derece önemlidir.
Bugün gelinen noktada Cumhurbaşkanı Tatar’ın da ifade ettiği gibi 50 sene evvelki yapıya ya da Annan Planı dönemindeki sürece dönmek neredeyse imkansızdır.
Aslında Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu da iki yıl önce yaptığı Kıbrıs ziyaretinde görüşlerini açıkça ifade etti. Ne demişti o gün CHP lideri, Cumhurbaşkanı Tatar’ı ziyaret ettiğinde? Hatırlatalım…
“Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü için ciddi bir mücadele veriyor. Bizim üzerimize düşen bir görev varsa yerine getirmeye hazırız. Türkiye’de Kıbrıs politikası milli bir davadır. Siyasi partiler arasında görüş farklılıkları yoktur. Hep birlikte KKTC’nin kendi bağımsızlığını ve ekonomik gücünü sürekli güçlendiren bir yapıya kavuşması için mücadele ediyoruz. Yetiştirdiği öğrencilerle kendi adını duyuran güzel bir devlet burası…”
Bu sözlerin ardından ülkemizdeki sol kesim kıyameti kopardı. Vay efendim Kılıçdaroğlu nasıl KKTC’den devlet diye söze eder?
Dünya üzerinde kendisine devlet denilmesinden rahatsız olan bir halk var mı? Emin değiliz… Ama bu sakat düşünce ülkenin birlik ve dayanışma ruhunu feci halde zehirliyor. Bundan eminiz…
Bizden söylemesi…
Bu haber 4216 defa okunmuştur

:

:

:

: