Bizim elimiz de boş değil!...

Adanın çevresinin tamamını kendi egemenlik alanı olarak göre Rumlar, bundan beş yıl önce Mağusa açıklarında Türk savaş gemilerini görünce neye uğradığını şaşırmışlardı.

Adanın çevresinin tamamını kendi egemenlik alanı olarak göre Rumlar, bundan beş yıl önce Mağusa açıklarında Türk savaş gemilerini görünce neye uğradığını şaşırmışlardı.
3. Parsel’de sondaj yürüten İtalyan ENI, Türk Deniz Kuvvetleri ile karşı karşıya kalınca tası tarağı toplayıp bölgeden uzaklaşmıştı.
Görülüyor ki o gün yaşananlar İtalyan ENI’ye ders olmuş.
İtalyan Devlet Hidrokabon Şirketi ENI’nin CEO’su Claudio Descalzi, 'EastMed-Poseidon boru hattının inşa edilebilmesi için öncelikle Türkiye ile bir anlaşma lazım” demiş.
Rum basını, Descalzi’nin bu sözleri İtalyan hükümetinin EastMed-Poseidon projesine giren ülkelerle olası görüşme ve inisiyatiflerinin ele alındığı İtalyan Meclisi Dış Konular Komitesi’nde dile getirdiğini yazdı.
Doğu Akdeniz bölgesinde Türkiye ile Güney Kıbrıs arasında çözülmesi zor anlaşmazlıklar olduğunu ve Türkiye’nin 2019’da Libya ile yaptığı anlaşma nedeniyle yeni bir ihtilaf çıkacağı kanaatini dile getiren Descalzi, “Vurguluyorum, Türkiye ile böyle bir anlaşma yapılmalı. Türkiye olmadan İsrail, Kıbrıs ve Yunanistan’la boru hattıyla ilgili anlaşmaya varmayı düşünemeyiz” diyor.
İtalya’nın Doğu Akdeniz politikasında belirleyici olacak bu sözler elbette Güney’i kızdırdı.
Ancak sorunun asıl kaynağı net olarak ortadadır.
Rumlar, Türkiye’nin 145 bin kilometrelik MEB alanını 41 kilometrekare varsaydıkları için gerilim kaçınılmaz.
Aslında ABD’den sonra İtalya da Rumların büyük umut bağladığı EastMed projesine şüpheli yaklaşıyor diyebiliriz.
Büyük bir enerji açığı olan Avrupa için bölgedeki enerji kaynakları iştah kabartsa da bir enerjinin varlığı kadar çıkarılma maliyeti de önem taşıyor,
Türkiye’nin devre dışı bırakıldığı hiçbir güzergah bölgedeki enerjinin Avrupa’ya ulaşmasında akılcı bir perspektif sunmuyor.
Dolayısıyla hem Türkiye’nin hem de Kıbrıslı Türkler olarak bizlerin eli olası bir müzakere masasında boş değil.
Bugüne kadar sürekli Avrupa Birliği ile tehdit edilen Türkiye çektiği rest ile bu kartı boşa düşürdü. Türkiye ‘yi ittikçe Rusya’ya yaklaştığını gören Avrupa günün sonunda “Ben ne yaptım” diye düşünmeye başlayabilir.
Bizim de bu bağlamda Kıbrıs meselesinde elimiz tamamen boş değil. Yeter ki bu stratejiyi güçlü bir mantıkla masada yürütelim. Bizden söylemesi…



Bu haber 4011 defa okunmuştur

:

:

:

: