Öğretmen (Değişiklik) Yasa Tasarısı Meclis’ten geçti. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da tüm eleştirilere rağmen “Yasa kamu menfaatini ön planda tutuyor, tam gün eğitimi hedefliyor ve öğretmenlerin görevlerinde etkinlik ve verimliliklerini artıracak' diyerek yasayı onayladı.
Peki bu yasaya kim, neden itiraz ediyor?
Açık söyleyelim. Çocuklarımızı kalkan gibi kullanıp hükümete kılıç sallayan bu yaklaşım, sendikacılık olamaz. Olsa olsa bir siyasi görüşün arka bahçesi olmaktır.
Eğitim Bakanı Çavuşoğlu, sendikaları defalarca istişare için toplantıya çağırdığını ifade ediyor. Peki bu çağrıların hiçbirine olumlu yanıt vermeyen öğretmen sendikalarının gerçek amacı ne?
Haftada 20 saat ders vermek mi mesele?
Ya da tam gün eğitim yerine sabahtan öğlene kadar çalışıp öğlenden sonra istirahate çekilmek mi amaç?
Ya tam gün çalışan anne babalar ne yapsın?
Öğlende eve gelen çocukları için özel birini mi tutsun? Bu nasıl bir zihniyet?
Başbakan Üstel, Meclis’te bu yasa görüşülürken yapılan tüm eleştirilere rağmen kararlı bir duruş sergiledi.
Ülke ve vatandaşların önünü açacak, geleceğe yönelik olumlu yansımaları olacak yasaların sırasıyla hayata geçirileceğini net olarak ifade etti.
Artık mızrak çuvala sığmıyor. Gerçeği görmezden gelemeyiz.
Öğretmen sendikalarının eğitimde kurduğu derebeyliğe hiçbir iktidar vize veremez, vermemeli…
Bu halk Başbakan Ünal Üstel’e bu ülkeyi yönetsin diye irade verdi.
Elbette Üstel seçim zamanı gelip çattığında hesabı bu halka verecek. Ancak seçim sandığı kurulmadan önce sendikaların elinde oyuncak olmasını bekleyen varsa boşuna bekler.
O yüzden Kıbrıs Türk halkının Başbakan Üstel’den beklentisi daha önce de yazdığımız gibi Iron Man liderliğidir.
Ünal Üstel bu liderliği gösterirse başarılı olur. Aksi halde işimiz zor.
Şunu unutmayın siyaset tarihinde bir çok yönetici geldi, geçti.
Ancak toplumların kaderini sadece cesur kararlar alan liderler çizdi. Ünal Üstel’in de bu kararları alma yolunda kararlı bir yola girdiği net olarak görünüyor. Başka çıkış yolu yok. Bizden söylemesi…