Rumları anladık da ya içimizdekiler…

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ilk yurt dışı ziyaretini bugün KKTC’ye yapıyor.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ilk yurt dışı ziyaretini bugün KKTC’ye yapıyor.
Günübirlik ziyaretinde Cumhurbaşkanı Tatar’la görüşecek olan Erdoğan, ortak basın toplantısı düzenleyecek.
Ziyarette verilecek mesaj dün Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın açıklamasında ortaya kondu.
Bu ziyaretle bütün dünyaya ‘KKTC bir devlettir’ mesajı güçlü bir şekilde verilecek…
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da Erdoğan’ın ziyaretiyle KKTC’nin tanınmasını destekleme kararlılığının bir kez daha vurgulandığına dikkat çekiyor.
Kısaca devletin zirvesi bu ziyaretten memnun görünse de adada bu ziyaretten memnun olmayanlar da var.
Mesela Güney komşularımızın canı fena halde sıkkın.
Çünkü Erdoğan’ın ziyaretiyle dünyaya verilen mesaj, Rumların ada üzerindeki tek başına egemenlik iddiasını fena halde sarsıyor.
Buraya kadar tarafların duruşu net. Gayet iyi anlaşılabilir ama ya içimizde bu ziyarete kuşkuyla bakanlar… Onların rahatsızlık kaynağı ne?
Başta ana muhalefet olmak üzere Erdoğan’ın KKTC ziyaretiyle ilgili tek bir açıklama henüz yapılmadı.
Görülüyor ki tıpkı iki yıl önce 15 Kasım’da KKTC’yi ziyaret eden Erdoğan’ın Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmayı protesto etmek adına salona girmemek gibi bir takım benzer tutumlar yine sergilenecek.
Hoşnutsuzluk belli edilecek.
Yani zihniyette bir değişiklik yok.
İyi ama beş yıl daha Türkiye’nin en tepe noktasında oturması kesinleşen liderine böyle bir mesafe koyan iktidar adayı ana muhalefet, eğer olur da iktidara gelirse bu ülkeyi nasıl yönetecek?
Türkiye ile ilişkilerini nasıl yürütecek?
Türkiye karşıtlığının bu denli körüklendiği bir atmosferin değirmenine su taşırken, bu ülkenin hangi çıkarını koruyacak?
Mesela Doğu Akdeniz’de Rum komşularımızla Türkiye olmadan Kıbrıs Türkü’nün hak ve menfaatlerini tek başına koruyabilecek mi?
Bırakın dış politikayı kamuda çok kıymetli maaşçıklarımız zamanında ödenebilecek mi?
Ya da ulaştırmadan altyapıya bu ülkeye gelen yatırımlar nasıl sürdürülecek?
Tüm bunlar için Türkiye’nin yönetimiyle asgari müşterekte de olsa bir diyalog kurmaları gerekmez mi?
Ya da hadi net olarak çekinmeden soralım?
Rum komşularımıza ve onların yöneticileriyle kurdukları sevgi ve muhabbet ortamının en az yarısını anavatanın yöneticilerine karşı kurmaları gerekmez mi?
Bu sorularını yanıtlarını bizim kadar bu ülkede yaşayan herkesin duymaya hakkı var. Vatandaş sizden açık olmanızı bekliyor. Bizden söylemesi…





Bu haber 3546 defa okunmuştur

:

:

:

: