Çocuklar dünyaya gelir gelmez, ilk iş olarak kütüğe doğum tarihi ve ismi ile yazılır.
Bu işlemin mevzuat gereği yapılması, hukuki bir muamele.
Fakat irade sahibi olana kadar, tüm yeni doğan çocukların genel isimleri çocuk olarak nitelenir ve çocuk muamelesi görür.
Eskiden buluğ yaşına gelene kadar, çocuk olarak çağırıldığımızı hep hatırlarım.
Aramızda bir birimize “ be çocuk “ diye hitap ettiğimizi bu gün gibi anımsamaktayım.
Çocuk, çocukluk yıllarında, her konuda korunur ve kollanırdı.
Bu zamanla ters bir hal aldı ve çocuk bir çok alanda istismarlara tabi tutulur hale geldi.
Bu günkü yazımda, bu yapılan istismarların birini ele alıp irdelemeye çalışacağım.
O da çocuklara yapılan cinsel istismar olacaktır.
Bu yılki adli tatil nedeni ile Ağır Ceza Mahkemesi reisi Sn. Fadıl Aksun’un yaptığı konuşmasından alıntılar alarak yazıma devam edeceğim.
Sn. Aksun;
“ Bu ülkede artık bir çocuk istismarı sorunu olduğunu kabul etmemiz gerekir … bunun önlenmesinde okullarda yürütülecek farkındalık eğitimlerinin ciddi katkısı olacağına inanmaktayız …”
Sn. Aksun’un can alıcı iki cümlesini alıntıladım.
Sn. Aksun bu konuda okulları işaret etti.
Çağımızda artık, çocukları velilerden daha çok gören ve birlikte olan öğretmenler ve bağlı oldukları kurum olarak okullardır.
Siyaset kurumu, bu açıklamayı ve önerilenleri dağarcığına koyarak, gerekeni yapmak için gerekli yerlere talimatlarını verdiğini umuyorum.
Demek ki bu konuda panzehir, yüksek yargı organının da belirttiği gibi okullarımızdır.
Yani öğrencilerimiz bağlı oldukları okullarda bu konuda eğitileceklerdir.
Öğrencilerimizin okullara gidiş gelişlerinde “Motorlu Araçlar Yolcu ve Eşya Taşımacılığı Yasasına” bağlı olarak okullara gidiş dönüşlerini emniyet ve huzur içinde yapmaları için bir dizi kurallar koymuştur.
Bu tüm dünya genelinde uygulanan rutin bir işlev haline getirilmiştir .
Bizde de bu uygulama vardır.
Vardır var olmasına da,
Birileri buna çomak sokmağa çalışmaktadır.
Nasıl mı ?
Bizde yolcu otobüs ve minibüslerine verilen izin, tüm yolcuları, izinde gösterildiği duraklardan alarak gidecekleri yere vardırmak.
Yani hareket ettikleri ilk duraktan son durağa kadar tüm duraklardaki yolcuları alarak seferlerini sonlandırmak.
Bir de özel izne bağlı taşıma izinleri vardır.
Bunlar turistik ve okul otobüsleridir.
Bu iki taşımacılık izni, genel olmayıp, turist ve öğrenci taşımacılığı için verilen özel izinlerdir.
Öğrenci izinleri için de yasa koyucu, özel kurallar vazetmiştir.
Öğrenciden başka yolcu alamaz. 11 yaşından küçük öğrenciler için ise, araç sürücüsüne ilaveten, bilhassa küçükleri korumak maksadı ile bir de yardımcı bulundurmak yasa gereğidir.
Yani, örencilerin arasına başka yolcu alınmasını yasa koyucu engellemiş, büyüklerle gidiş gelişi yasaklamıştır.
Küçükler ve öğrenciler için durum bu.
Yasa koyucu öğrencileri korumuştur.
Yasa korudu da, biz koruyor muyuz ?
Aldığım bir duyum.
Bir bölgedeki bir taşıma şirketi, 10 yıla yakın öğrenci taşıma izni olan başka bir şirketi, iznin iptali için dava ediyormuş.
Gerekçesi de, öğrencileri, normal yolcu izinli olan otobüsleri ile kendisinin taşıyabileceği.
Yukarıda bahsettim, Okul izinli otobüslerin statüsü ayrı, normal yolcu taşıyan otobüs ve minibüslerin statüsü ayrı.
Öğrencilerin normal yolcularla okullarına gitmeleri öğrenciler açısından ne kadar sağlıklı ve güvenli olur ?
Hele hele, çocuklara cinsel istismarın tavan yaptığı bir dönemde.