Başbakan Ünal Üstel bugün Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile kablolu elektrik için imzaları atacağını açıkladı. Nihayet elektrik sorununa köklü bir çözüm için adım atılacak.
Elbette şu an atılan adım akşamları başlayan elektrik kesintisine çare değil.
Ülkenin şu an ayda 340 Megavatlık elektriğe ihtiyacı var.
Biz bunun 280 Megavatını üretiyoruz.
Yaz aylarında klimalara yüklenilmesiyle mevcut açık 70 megavatı buluyor.
Güney Kıbrıs'tan 50 megavatlık elektrik enerjisi alımı sürüyor. Ama hala daha açık olan 20 megavatlık o bölümü karşılamak için düzenli elektrik kesintilerinden başka çare kalmıyor.
Kabloyla elektrik için imzalar bugün atılsa dahi bu işi en erken 5 yıl gibi bir zaman içinde çözebiliriz.
Çünkü kablonun döşenmesi akşamdan sabaha bitecek bir konu değil.
Bunun için bugün yaşadığımız elektrik kesintisi sorununu çözmek için kısa vadede önce Teknecik’e yatırım yapılması gerekiyor. Zaten Bakanlar Kurulu da aldığı kararla bu konuda harekete geçtiğini açıkladı.
Teknecik Dizel Santrali’ne 4 adet dizel jeneratör santrali kurulabilecek alt yapının hazırlanması için ihaleye çıkılmasına karar verdi.
Bu ihalenin ardından alım gerçekleştiği anda en azında beş yıl kabloyla elektrik gelene kadar bizi bu elektrik kesintisinden kurtarabilecek.
Aslında biz kabloyla elektrik meselesini bugüne bırakmadan bundan 17 yıl önce çözebilirdik.
Peki, bu proje bugüne kadar neden gerçekleştirilemedi?
Bu vizyonu bugüne kadar herhangi bir Kıbrıslı Türk yatırımcı neden ortaya koymadı?
Haksızlık yapmamak adına söyleyelim. Sezar’ın hakkını Sezar’a verelim.
Kablolu elektrik bundan 17 yıl önce Safa Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özmen Safa tarafından gündeme getirilmiş bir projedir. Ne yazık ki Ali Özmen Safa’nın ortaya koyduğu o vizyon, bize özgü bir hastalık olan kıskançlık yüzünden gerçekleşmedi.
Şimdi en erken 2027 yılında ülkeye kabloyla elektriğin gelmesini hayal ederken, “2007 yılında bu ülkeye Türkiye’den kabloyla elektrik getirmeyi teklif eden Ali Özmen Safa’ya engel olmasaydık, bu ülke nerelere gelirdi” diye düşünmemek elde değil.
Geçmişten ders almıyoruz. Oysa dün yaptığımız hataların bedelini bugün ödüyoruz. Bugün yapılan hataların bedelini de yarın ödeyeceğiz. Bizden söylemesi…