Yarın 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramımızın 49. yılını kutlayacağız .
Milli Kurtuluş Savaşında Atatürk’ün yanında bulunan ve onbaşılık rütbesine kadar yükselen , Türk edebiyat tarihinin önemli isimlerinden olan , Halide Edip Adıvar’ın Zaferden sonra yazdığı ve Türk Ulusunun top yekun olarak Ata’sının arkasından giderek, yurdu emperyalistlerden ve yerli işbirlikçilerden temizledikten sonra , bir roman yazdı .
Romanı ;
Türkün Ateşle İmtihanı olarak isimlendirmişti .
O romanı birkaç kez okudum .
İşte yarın kutlayacağımız 20 Temmuz 74 ‘ün 49 ‘ cu yıl dönümü , Kıbrıs Türk Halkının 11 yıllık yaşam mücadelesi . O romanı okuyanlar görecektir ki , mücadele ilke ve hedef aynisi idi .
Zaten , TMT . Kuvay-ı Milliye’nin Kıbrıs’ta bir devamı değil miydi ?
Bizim babalarımız , ağabeylerimiz kısacası bizden önceki nesil, bu imtihana girdi ve kapıları daha genç olan bizim nesle açtı .
11 yıl bu nesil , var olma savaşımını hiçbir şey beklemeden , büyük özverilerde bulunarak sürdürdü .
Tek hedef , yeni nesillere , torunlarına, güven içinde yaşanabilecek , refah düzeyi yüksek bir ülke yaratmak .
Bu sağlanabildi mi ?
Sağlandı diyen varsa beri gelsin .
Sayıları çok azalan bu beyaz saçlı nesil, bir araya geldiğinde , verilen mücadele ve savaşım sonucunun çok daha iyi ve refah düzeyi yüksek bir ülke için olduğunu . Salt bu mücadelenin sadece , Rum’a ve onu destekleyen batılı emperyal güçleri bertaraf etmek için verilmediğini . Can güvenliğinin yanında , sosyal ve sağlık güvencelerinin sağlanması , başta gelen istekler olarak konuşulmaktadır .
Ekonominin, olması gereken noktadan çok uzakta olduğunu . Bunun da hayatın her alanını olumsuz etkilediğini dile getirmektedirler .
Tabii , konular somuta indirgenirse , bu sütun buna yetmez .
Kısacası , 20 Temmuza mihenk taşı olmuş o zamanın direnişçileri , şimdiki beyaz saçlılar bu gidişattan hiç memnun değiller .
Tabii şimdiki nesil de .
Bizde , iki ideoloji var görünümünde .
Biri sol .
Biri sağ .
Aslında bunlar da isimde kalmış gibi .
İkisinin de ideolojisindeki içerikte, en önemli olan kural .Yurttaşların refah ve gönencini en yüksek seviyeye çıkarmak .
Refah seviyesi üstün olan hakları, alaşağı etmek mümkün değildir .
Bunu tarih de yazmamıştır .
Özgürlük ve Bağımsızlığımızın 49. yılını kutlayacağım bu günlerde , siyaset kurumuna da bu konuda büyük görevler düşmektedir .
Güney ve batı , Kıbrıs sorununu yine temcit pilavı gibi ısıtıp önümüze koymaya hazırlanıyorlarmış .
Yahu bu pilav, 50 seneyi aşkın bir zamandır hep masaya sürülür .
Bu pilav elli senede ekşimedi mi ?
Kıbrıs konusunda baskılar artıyor mu ne .
Nato zirvesinden sonra bu filim tekrarlanacak mı ?
Yarını bekleyelim .
49, yılında . Özgürlük ve Bağımsızlık Bayramımız, Kutlu mutlu olsun .
49 yılda olmamız gereken nokta, bu mu olmalıydı ?.