İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, kıl payı iktidara gelir gelmez, karşısında yapmak istediği icraatlara engel teşkil eden yargı mevzuatını, değiştirmek için kolları sıvadı .
Yani, kolların sıvanması , yargıyı siyasallaştırmaya yönelik .
Bu konuda, mecliste çoğunlukta olması, işini kolaylaştırmak şöyle dursun . Ülkedeki kamuoyunun müthiş direnci ile karşı karşıya .
Üstelik, ülkenin Cumhurbaşkanı olan , Yitzak Hertszok da karşı .
Partisi ise İsrail İşçi Partisi , yani sol ideolojiye dayanan bir siyasal parti .
Netanyahu ise Likut siyasal partisinin bir mensubu . Merkez sağ ve liberal muhafazakar ideolojiye dayanır .
Tabii, değişikliğin, Netanyahu’nun bağlı olduğu partiden gelmiş olması kuvvetle muhtemel .
Cumhurbaşkanı Hertzok , yargı ile ilgili mevcut mevzuatın değiştirilmesinin , yargının siyasallaşmasını sağlayacağını ileri sürerek . Bu değişikliğe karşı çıkmaktadır .
Bunun için de , ABD Başkanı Biden’ı arkasına almıştır .
Yargı reformu altında , temel hak ve özgürlüklere kısıtlamaya yönelik, yasal değişikliğe karşı , İsrail halkının büyük bir çoğunluğu, yollarda sokaklarda aylarca gösteri yapmaktadırlar .
Yargı reformu adı altında, yargının yetkilerini kısıtlama girişimi karşısında , 10 bin gönüllü yedek askerin , görevlerini bırakacaklarını açıkladılar .
Ülkedeki 4 üniversitedeki tüm akademisyenler de grev kararı aldılar .
İsrail halkı, bu düzenlemeye karşı , İsrail meclisinin yakınına çadırlar kurarak eylemlerine devam etmektedirler .
Karşı çıkışlar , Başbakanın yolsuzluklarını ört bas etmek için bu değişikliklere gideceği görüşünde .
Bilhassa , akademisyenlerin grevinin dayandığı neden bu .
Sn. Netanyahu , bu sıkıntı ve stres karşısında , kalbini teklettirmiş olacak ki , kalbine pil takıldı .
Türkiye’ye yapacağı ziyaret de ileriki bir tarihe ertelendi .
“Yolsuzlukları örtbas edecek olan bu yargı reformu.“ İsrail parlamentosundan geçer mi ?
Geçse bile , ülkede huzursuzluk ve gösteriler devam eder mi ?
İsrail halkı , bunu içine sindirebilir mi ?
Bunu zaman gösterecek ve biz de izleyeceğiz .
Dün, 23 Temmuz, Erzurum kongresinin yapıldığı tarihti .
Kongrede alınan kararlardan üçünü , önemli oldukları için buraya alıyorum .
“ Manda ve himaye kesinlikle kabul edilemez . Kuvayı milliye tek kuvvet olarak tanınacaktır . Milli misak savunulacaktır .”
Kurtuluşa giden ilk mihenk taşlarından biri, 104 sene önce yola döşenmişti .
Bu günkü gibi .
24 Temmuz 1923‘ te , yani 100 sene önce, Türkiye’nin tapusu olan Lozan Anlaşması ile , Türkiye Cumhuriyeti Devleti . Tüm dünya tarafından kabul edildi .
Edildi edilmesine de .
Galiba bu hala daha hazmedilmemiş olacak ki , batılı emperyaller tarafından bir türlü sindirilememektedir .
Zaman zaman , SEVR’in safrasını ağızlarında bulurlar .
Onun tafrasıyla avunup, hortlatmaya çalışırlar .
El nino yine yapacağını yaptı .
Dünyayı kavuruyor .
Biz de tabii olarak nasibimizi alıyoruz .
Aman ateşe dikkat .
Etrafı tutuşturacak davranışlarda bulunmayalım . Bulunanları engelleyelim.
Araba eksozlarına , elektrik kaynağı ve benzer aletleri kullanırken çok dikkatli olalım .
Çünkü , el ninonun hiç şakası yok .
Her tedbir bir emniyet içindir .
Tedbirsizlik yapmayalım .
Sonra , bedeli çok ağır olur .