Crans Montana’da , Federasyon müzakerelerini bombardıman eden .
Masayı devirenler , şimdilerde etekleri tutuşup , devirdikleri müzakere masasını tekrar oluşturmaya çalışıyorlar .
Türk tarafının öne sürdüğü yeni vizyon karşısında , ne yapacaklarını şaşırmış vaziyetteler .
Çünkü Maraş ellerinden kendi gayretleri ile kayıp gitti .
Sn. Erdoğan 20 Temmuz’da . Barış ve Özgürlük bayramımızda görüşmelerin hangi minvalde yapılacağını açık ve seçik anlaşılabilir bir şekilde tüm dünyaya bir kez daha ilan etmiştir .
Bizde ve dünya kamuoyunun bazı kesimlerinde beklentiler :
Görüşmelerin , yeniden Federasyon zemininde başlayacağının ilanını bekliyorlardı .
Bu konuda hayal kırıklığına uğradılar .
Sn. Erdoğan kabine toplantısından , külliyede halka sesleniş konuşmasında Kıbrıs’la da ilgili açıklamalar yapmıştır .
Bazı kesimleri , Federasyona dönüş umuduna kaptıran açıklamaya , bir bakalım:
“ Kıbrıs Adasının kalıcı ve adil bir barışa kavuşması için elimizi taşın altına koymaktan çekinmeyiz . Bu konudaki samimiyetimizi Annan Planı dahil şimdiye kadarki tüm süreçlerde gösterdik . Gerekirse yine gösteririz . Ancak karşımızdakilerin de dayatmalarda ısrar etmesi yerine sahadaki durumu kabullenmesi gerektiği açıktır .”
Bu açıklamayı okuyup kendine yontanlar , mevta olmuş Annan Planını hortlatmaya , devirdikleri masanın eski hale gelmesi umuduna kapıldılar .
Sn. Erdoğan “elimizi taşın altına koyarız yollu cümlesinin hemen ardından da , o cümleyi . Şu cümlesi ile tamamlamıştır .
“Sahadaki durumun kabullenilmesinin” üzerine basa basa vurgu yaptı .
Nedir sahadaki durum ?
Sahada , iki ayrı devletin varlığı .
Bu gerçek karşısında , ancak elin taşın altına koyulacağını da dünyaya açık seçik ilan ediyor .
Açıklama öz Türkçe .
Bunu başka taraflara çekmek , beyhude bir gayret olur .
Bunu başka taraflara çekmeye çalışanlara . Taşpınar şehitleri anma töreninde KKTC. Cumhurbaşkanı Sn. Tatar , daha açık bir dille seslendi .
“ Bağımsızlık , özgürlük ve egemenlikten asla vazgeçmeyiz .
Sn. Tatar , egemenliğe vurgu yaptı .
Ne zaman ?
Sn. Erdoğan’ın açıklamasından sonra .
Sahadaki iki ayrı devlet gerçeği cümlesi ile sahadaki durumun kabullenilmesi cümleleri birbirleri ile örtüşmüyor mu ?
Gelelim komşularımızın tutarsızlıklarına .
1963 Kanlı Noel’inden sonra , TMT’nin direnişi ile uygulayamadıkları soykırım karşısında . BM ‘in ve NATO’nun girişimleri ile müzakerelerin başlaması girişiminde , Türk tarafının istediği tez olan Federasyona karşı çıkmalarına rağmen. Federasyon görüşmesi adı altında , elli yılı aşan bir süre zamana oynayarak . Kıbrıs Türk Halkının ömründen çaldılar .
Oyaladılar, oyaladılar , sonunda 15 Temmuza karar vererek , adayı Yunanistan’a bağlama girişiminde bulundular . 20 Temmuz Barış Harekatının önünü açarak . Kıbrıs Türk Halkının katliamdan kurtarılmasına neden oldular .
Cenevre Konferansında , 5 Kantonal Federasyonu reddetmekle , Rum tarafı , adanın taksim olmasının da önünü açtı .
Dönemin Başbakanı rahmetli Ecevit . Yasaklı döneminde , Kıbrıs konusu ile ilgili Londra’da bir konferans vermek için Dernek başkanı rahmetli Mustafa Gençsoy tarafından davet edildi .
Birlikte Londra’ya gittik .
Konferans çok kalabalık bir ortamda yapıldı .
Soru sorma bölümüne geçildiğinde , gazetecilerin ¼ ‘dünün Rum ve Yunanlı olduğunu fark ettik .
Ecevit’in hiçbir resmi sıfatı yoktu .
Bir Rum gazeteci .
“ Başbakan olsaydınız , 5 Kantonal Federasyonu müzakere masasına getirir miydiniz ? “ sorusu karşısında Ecevit’in verdiği yanıt şu oldu .
“Köprülerin altından, çok sular aktı .”
Şimdi iki bölgeli federasyonu kabul etmiyorsunuz .
Karşınıza başka öneri gelecek , o zaman da iki bölgeli federasyonu ister duruma geleceksiniz .
Fakat o zaman da köprülerin altından çok sular akacak ve yeni Türk önerileri ile karşılaşacaksınız .
Ecevit , 1986 yılında bu günleri görmüş gibi yanıt vermişti .
Ne diyelim , komşularımız hep böyle .