Malezya 196 ülke arasında dünyanın 36’ncı büyük ekonomisi olarak gösteriliyor.
Siyasi, ekonomik ve kültürel alandaki ikili ilişkileri son yıllarda oldukça gelişen Malezya ve Türkiye'nin dostluğu 16. yüzyıla dayanıyor.
İki ülke arasında 2014'te imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması, karşılıklı ticaret hacminin artmasına katkı sağlamakla Malezya'yı, Türk yatırımcılar için cazip kılıyor.
İslam İşbirliği Teşkilatı ve Gelişmekte Olan Sekiz Ülke (D-8) gibi uluslararası kuruluşlarda aynı çatı altında yer alan Türkiye ve Malezya, Filistin ve Arakan gibi Müslüman dünyasının sorunlarına dair fikir birliğinde hareket ediyor.
Tarih kaynaklarına göre, Türkiye Malezya ilişkileri 1400'de kurulan Malakka Sultanlığı'nın 1511'de Portekizli sömürgecilerce işgal edilmesinin ardından Malay Sultanı Ahmed Şah'ın, Osmanlı Devleti'nden askeri yardım istemesiyle başladı.
Osmanlı Devleti'nin son yıllarında Mustafa Kemal Paşa önderliğinde yürütülen İstiklal Savaşı ve 1923'te kurulan Cumhuriyet, o dönemde İngiliz egemenliğindeki Malay Yarımadası'nda baş gösteren bağımsızlık hareketlerinin ilham kaynaklarından biri oldu.
Malezya'nın 1957'de bağımsızlığını kazanmasından 7 yıl sonra Türkiye, Malezya ile diplomatik ilişkilerini başlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2003'te başbakan olduğu dönemde, Malezya-Türkiye ilişkileri her alanda zirveye çıktı.
İki ülke arasında Serbest Ticaret Anlaşması var.
Türkiye ile Malezya'nın ticaret hacmi 2014'te 1,4 milyar dolarken, 2017'de yaklaşık 2 milyar dolar artarak 3,4 milyar doları buldu. Birçok alanda kurulan ortaklıklarla iki ülke, karşılıklı ticaret hacmini en az 5 milyar dolara yükseltmeyi hedefliyor.
Malezya şirketleri Türkiye’de büyük hastanelerin çoğunluk hisselerini satın aldı.
Malezya Havalimanları Şirketi 2014'te İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanına ait hisselerin tamamını alarak havalimanını işletmeye başladı.
İki ülke arasında askeri, siyasi, ekonomik önemli ortaklıklar var.
İşte bu Malezya’dan KKTC’ye önemli bir haber geldi.
TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın girişimleriyle KKTC’nin Asya’nın önemli ülkelerinden Malezya’da Ticaret Ofisi açacağı bildirildi
Peki bu demek?
Dünyada tanınmayan Tayvan gibi ülkelerin büyükelçilik açamadığı için faaliyetlerini ticaret ofisleriyle yürüttüğü biliniyor.
Dolayısıyla bu kadar büyük bir ekonomiye sahip Malezya gibi bir ülke ile KKTC arasındaki bu ofis vasıtasıyla kurulacak ticari bir köprü ülkemize önemli fırsat pencereleri aralayacak.
Öyle görünüyor ki BM Genel Kurulu’nda “KKTC’yi tanıyın” diye çağrıda bulunan Erdoğan eli kolu bağlı oturmuyor. Aksine bunun gereklerini yerine getiriyor.
Peki biz ne yapıyoruz? İş dünyamızla, siyasetimizle, sivil toplum örgütlerimizle bize açılan bu fırsat penceresini kullanabilecek miyiz? İşte bütün mesele burada. Bizden söylemesi…