Dünyadaki tüm insan hakkı savunucuları , en büyük insan hakkının yaşam hakkı olduğunu tüm dünyaya kabul ettirmiş . İnsan hakları sözleşmelerine ve de bu ilkeyi kabul eden devletlerin anayasalarında yerini almıştır .
Bunun için de , bunun koruyucu önlemleri , çeşitli kurallara bağlanarak , dokunulmaz kılındı .
Yaşamı , yaşayan kişinin de sonlandıramayacağı konusunda , müeyyidelere tabii tutuldu .
İnsanın kendi hayatına kıyması da yasaklandı .
Tabii bunun önüne kati olarak geçmek mümkün değil .
İntihar , sonuca ulaşamamışsa , buna teşebbüs eden kişi de cezalandırılır .
Nedeni psikolojikse , tedavi altına alınır .
Hukuk Fakültesinde , ceza hukuku hocalarımız , insan unsurunun ön planda olduğunu , hiçbir zaman hatırlatmaktan geri kalmazlardı .
Cezalandırılması gereken fiiller , siyaset kurumu tarafından , kurallara bağlanmış olup . Yargı bu kurallara göre , bu fiilleri işleyenlere , o oranda cezalar vermektedir .
Yaşam hakkını , ortadan kaldıracak veya kısıtlayacak ceza veya cezaları vermek , ancak ve ancak yargı tarafından belirlenir .
İşlenen bir suç fiili için , ceza vermek yetkisi , bağımsız mahkemelerindir .
Ülkemizde artık , ceza verme yetkisi hukuken olmasa da , fiilen yurttaşlara ve ülkede olan çalışma izinli olanlara , peyder pey geçmektedir .
Son İskele’de meydana gelen ve ölümle sonuçlanan olay ile alacak verecek olaylarında , tahsilatı sağlaması için oluşan özel ve gayri yasal çetelerin oluşması gibi .
Bunları çoğaltmak mümkün .
Gelelim , İskele’deki olaya .
Olay anı , sosyal medyaya düşmüş , herkes olayı sıcağı sıcağına izlemiş .
Eğlence yerinde rahatsızlık çıkardığı iddiası ile olay mahallinden dışarı çıkarılan kişi . İş yeri tarafından istihdam edilen iki güvenlik görevlisi tarafından dışarı çıkarılınca , biri vurup yere düşürüyor , öbürü de başını tekmeliyor .
Yere düşen müşteri , başını betona çarpıyor ve hareketsiz olarak orada hayatını yitiriyor .
Basına sızan bilgi bu yönde . Tabii soruşturma devam ediyor .
Sonuç ne olursa olsun , giden geri gelmez .
Gelelim işin bu boyuta niye geldiğine .
İnsan topluluklarının yer aldığı bu gibi zeminlerde çalışacak insanlarda , hiç mi bir şeyler aranmaz ?
Çalışma iznini alan , yallah göreve .
Bunun için mevzuatta ne aranıyor ? Şayet varsa .
Bunlar yerine getiriliyor mu ?
İnsan topluluklarında çalışacak olanlarda , insan psikolojisinden anlamaları aranır ?
Hade aranmazsa , bu konuda hizmet içi eğitime bu insanlar tabii tutuluyor mu?
Yoksa sadece çalışma izni ile mi yetiniliyor .
Vatandaşsa , aranacak kriterler neler olmalı .
Bunun için bir eğitim gerekmez mi ?
Çalışma koşullarını belirleyen mevzuat , yetersiz mi ?
Yoksa uygulamada eksiklik mi var ?
Bu olayda istihdam edenin sorumluluğu nedir ?
Olay , işverenin mekanında olmadı mı ?
Olay , çok vahim .
Görevli olanın birisi , bilmem ne kadar alkollü çıktı .
Bu başka düşünülmesi gereken bir husus .
İnsanın , alkol etkisi ile yapamayacağı şey yok .
Alkol , büyük cesaret veren ve ayrıca suç işlemeye teşvik edici bir madde .
Başka ölümler olmadan , bu iş yerleri sil baştan gözden geçirilmeli ve günün koşullarına uygun hale getirilmelidir .
Olay , çok büyük bir ders vermiştir .