Beklenen zirve yapıldı .
Erdoğan ve Putin , Soçi’de bir araya geldi .
Ukrayna’lı , neo nazi diye nitelendirilen komutanların , Ankara tarafından serbest bırakılmaları üzerine . Ankara - Moskova ilişkilerinde , soğuk hava rüzgarlarının estiği iddiaları da fos çıktı .
Zirve , Rus tarafının açıklamasına göre , gayet olumlu geçmiş .
ABD , Türkiye’ye minnettarlığını belirtmiştir .
Tahıl anlaşmasının , Rusya tarafından tek başına askıya alınmasının nedenini de Rusya Federasyonu Başkanı Putin , tek kelime ile açıklamıştır .
“Aldatıldık .”
Aldatılmak , insan psikolojisi üzerinde giderilmeyecek olumsuz etkilerin oluşmasının da bir nedeni .
Batılıların , vazgeçemedikleri ve genlerine işlemiş bir hastalıkları da , kişileri ve bilhassa devlet yöneticilerini , verdikleri sözlere karşın aldatmak .
Batılılar tarafından “aldatıldığını “ söyleyen Putin , aldatılmış olanların içinde sonuncu olmayacaktır .
Bakalım , sırada kim var .
Türk siyasi tarihinde , ilk aldatılan , Rahmetli İnönü olmuştu .
Jhonson’un mektubu ile .
Son olarak da Putin oldu . Yazıyı yazdığım saate kadar .
Putin bunun altında kalmadı . Tahıl Anlaşmasını iptal etti .
Yeni koşullar talep etti .
Sn. Erdoğan , destekledi .
Batının , Rusya’ya koyduğu ambargoların kaldırılması .
Bunun gayri mümkün olduğunu bildiği halde , Putin talep etti .
Tahıl Anlaşması gereği , Afrika’daki fakir halka , ağırlıklı olarak sevkiyatın yapılması öngörülmüşken , sevkiyat zengin ülkelere yapılmış .
Şimdi ise , iki başkan tarafından varılan mutabakat gereği , Afrika’daki fakir halka , Rus tahılının Türkiye üzerinden ulaştırılması .
Tabii , işlenip un haline getirildikten sonra .
Zirvede , ticaret hacminin de yükseltilmesi ele alındı ve onda da mutabakat oluşturuldu .
Bütün bunların yanında , ikili oluşumun , üçlüye dönüşerek , üçüncü ülkenin de Katar olarak , sacayağının oluşması sağlanmış oldu .
İki ülke arasında , milli para birimleri de gündemin önemli maddelerini oluşturması açısından , zirveye damgasını vurmuştur .
Putin’in , iki ülkenin enerjide stratejik ortak olduğu yollu açıklaması ise zirvenin en can alıcı noktasını oluşturması bakımından da çok önemli olsa gerek.
Özetle , iki liderin yapmış olduğu zirve toplantısı , iki devlet arasındaki ilişkilerin , daha da ileriye götürülmesinin sinyalini vermiştir .
Gelelim , dün Ankara’da , Türk ve Yunan Dışişleri Bakanlarının , yapmış oldukları toplantıya .
Ağırlıklı olarak , Ege ve Doğu Akdeniz’deki sorunlar , karşılıklı ele alındı .
Yunan Dışişleri Bakanı , Ankara’ya , 2’nci Nikos’un önerisini götürmekle özel ulak görevini de üstlenmiş oldu .
Hristo’nun önerisi ve Gerapetritis’in ulaklığı , Rum ve Yunan basını ile kamuoyuna duyurulmuş , kamuoyunun bilgisine sunulmuştur .
İki bakanın toplantıdan sonra yapmış oldukları açıklamalarda , yeni ve olumlu bir döneme girildiği de açıklanmıştır .
İki ülke arasında sorunların çözümlerine , yeni yaklaşımlar getirme konusunda hemfikir olduk .
Kıbrıs konusunda ise .
Sn. Fidan “ Kıbrıs meselesi konusunda da mevkidaşımla görüş alışverişinde bulunduk . Kıbrıs meselesinin çözümüne ilişkin görüşlerimiz belli . İki garantör ülke olarak bu konuyu görüşmeye devam edeceğiz ” dedi .
“Görüşlerimiz belli “ tümcesinin altındaki anlam , Türkiye’nin görüşleri olarak da algılanabilir .
İki bakan arasında görüşülen tüm konular , iki hafta sonra , BM GK münasebeti ile Amerika’da . Sn. Erdoğan ve Micotakis’in yapacağı görüşmenin ana maddelerini de , oluşturmuş olacak .
Bu gün ise , Türkiye’ye AB Komisyonunun komşuluk ve genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi Ankara’yı ziyaret edecek .
Yine Rum basınına göre , bu zat da özel ulağı olarak , Hristodulidis’in haberini Ankara’ya ulaştıracak .
“ Kıbrıs’ta , tanınmadan vazgeçin , federasyon görüşmelerine başlayalım” diye.
Bu konuda , Ankara’ya , baskılar demeyeyim .
Öneriler , akmaya başlıyor .
İki hafta sonraki , Sn. Erdoğan ve Miçotakis’in görüşmesini , sabırla bekleyelim.