Sadece bugün değil yüzyıllardır susuzlukla boğuşan Kıbrıs’ta tarihi bir adım atıldı. Türkiye’den gelen su, yıllar sonra nihayet Güzelyurt ve Mesarya Ovası ile buluştu.
Şunu itiraf edelim. Biz daha Türkiye’den gelen suyu konutlara verimli bir şekilde ulaştırmayı beceremedik.
Gelen onca suya rağmen plansızlık nedeniyle hala bazı bölgelerde konutların su sıkıntısı çektiğini görüyoruz.
Bugün Girne Alsancak ve İskele Longbeach’te yaşanan sıkıntı bunun en önemli göstergesidir.
KKTC’yi ziyaret eden TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da ülkede planlama alanında yaşanan sıkıntının farkında.
Kendisi de 15 yıl boyunca Devlet Planlama Teşkilatı’nda görev yapmış, işinin ehli bir planlamacıdır.
Yılmaz, hayata geçen sulama projeleriyle ilgili “KKTC'de toprağı daha iyi tanıyacağız. Suyu daha iyi tanıyacağız. Bir taraftan afet risklerini engellerken diğer taraftan su potansiyeline göre bitki deseni oluşturacağız' diyor.
Yani geleceğe dönük bir su planlamasından söz ediyor.
Başarının yarısı sistem ve plan yapmaktır. Bu sözler aslında bir manada KKTC’nin devlet yapısına bir uyarıdır.
Biz bugüne kadar ne yaptık? Türkiye’den gelen suyu verimli kullanmak şöyle dursun, fazla diye uzun süre denize bile döktük.
Aslında Türkiye’den KKTC’ye su getirme projesi fikir olarak Sayın Başbakan Ünal Üstel’in sözünü ettiği gibi 2008’lerde UBP’nin projesi değil, 2006 yılında iş insanı Ali Özmen Safa’nın üzerinde çalıştığı bir projeydi.
Hatta dönemin Başbakanı Erdoğan, Alarko’dan suyun getirilmesi için bir fizibilite yapması istenmişti. Bu konuyla ilgili kendilerine 10 milyon dolarlık da bir bütçe verildi.
Suyun Türkiye’den KKTC’ye, buradan Güney’e, Güney’den de Orta Doğu’ya geçirilmesi hedefleniyordu. Orta Doğu’da suya olan ihtiyaç düşünüldüğünde bu oldukça stratejik bir yatırımdı.
Ali Özmen Safa da o dönem suyun getirilmesi için bir çok kişiyle görüştü.
Alarko’nun patronlarıyla İstanbul Kuruçeşme’deki merkezlerinde görüştü.
Alarko su işinin fizibilitesini yapıyordu. Ama ihaleyi kimin üsteneceği belli değildi.
Dubai’den bu iş üzerine çalışan Türk mühendisler geldi. Ali Özmen Safa Onlarla da görüşmeler yaptı.
Ancak yapılan incelemede bir çok sıkıntı belirdi. Çünkü suyun parasını kim ödeyecek, kime satılacak, ne kadar alacak? Bu sorular karşılıksız kaldı. Garanti yoktu. Bir bütçe hazırlanamıyordu. Çünkü yatırımın dönüşü belli değildi.
Bugün sorun nasıl aşıldı? Su Türkiye’den neredeyse bedava denecek bir rakama geliyor. Belediyeler de bunu satıyor.
Sözün özü su projesi Başbakan Ünal Üstel’in dediği gibi 2008 yılında UBP projesi olarak değil ondan 2 yıl önce Ali Özmen Safa’nın projesi olarak öne çıkmıştı.
O gün yapılan araştırmalarda su şebekesinin çok eski olduğu ortadaydı. Bazı yerlerde yüzde 50’ye yakın su kaybı vardı. Bugün de değişen bir şey yok.
Bu yatırım hala daha yapılmadı. Şu anda yerleşimin en yoğun olduğu yerlerin başında gelen İskele’de konutlarda büyük su sıkıntısı yaşanıyor. Longbeach’te bir çok büyük projede su ihtiyacı kuyulardan karşılanıyor.
İskele’ye gelen suyun büyük bölümü Bafra’daki otellere veriliyor ama evler susuz kalıyor.
Bugün suyu tarıma ulaştırmanın sevincini yaşıyoruz ama konutlara ulaştırmayı tam olarak başarabildik mi? Evler ne olacak? Bu soruların yanıtı belirsiz kalıyor…
TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın dediği gibi su meselesini bir plan dâhilinde çözmek lazım. Bunu yaparken geçmişten de dersler almalıyız… Bizden söylemesi…