İskele Belediyesi dün yaptığı açıklamada iki gün boyunca bölgeye su verilemeyeceğini açıkladı. Gerekçe ana şebeke ve su hattında meydana gelen patlak…
DSİ’nin söz konusu patlakta çalışmalara başladığı belirtilirken, vatandaşa bir de mevcut suyu idareli kullanmaları yönünde tavsiyede bulunuluyor.
Akıl alır gibi değil.
Biz daha geçen hafta Türkiye’den gelen suyu bütün ilçelere ulaştırdığımızı övüne övüne açıklamadık mı?
Yüzyıllardır suya hasret olan Güzelyurt ve Mesarya ovalarını suya kavuşturduğumuz için gururlanmıyor muyduk?
Ne oldu?
Denizi geçtik, derede boğulmak üzereyiz…
Ne yazık ki 2015 yılında bu adaya gelen suyla ilgili bugüne kadar doğru dürüst bir planlama yapmadık.
Bunu yapmadığımız gibi bir bilene de danışmadık.
2006 yılında Türkiye’den KKTC’ye kabloyla elektrik dışında su getirme projesini de ele almış ve bu konuda önemli çalışmalar yapmış Ali Özmen Safa’nın sözlerini hatırlatalım.
Safa, o gün yapılan incelemelerin neticesinde Türkiye’den suyu getirmekten daha önemli bir sorun olduğunu tespit etmişti.
Neydi o sorun? Dağıtım şebekeleri çok eskiydi… Kayıp kaçak oranı o kadar yüksekti ki suyu musluktan akıtana kadar şebekede kaybediyorduk.
Bundan 17 yıl önce yapılan tespit ve uyarı demek ki bugün hala daha geçerliliğini koruyor. İskele’de dün yapılan 2 günlük su kesintisi haberi, bunun en net göstergesidir.
İskele’de sorun sadece altyapı eksikliği de değildir.
Şu anda yapılaşmanın en yoğun olduğu yerler arasında yer alan bölgede elimizdeki suyu ne yazık ki planlayamadık.
İskele’de suyun büyük kısmı Bafra’da otellere verildiği için konutlarda su kesintisi şimdiden başladı. 2-3 yıl sonra inşaat halinde konutlar bitince su sıkıntısının daha da büyüyeceğini tahmin etmek hiç de zor değildir.
Sözün özü Türkiye’den suyu getirdik getirmesine ama şu anda varlık içinde yokluk çekiyoruz.
Zamanında yapılan uyarılardan ders çıkarılmadığı için bugün bu sıkıntıların daha da büyüdüğüne tanık oluyoruz.
Elbirliğiyle dünyanın yatırım gözdesi ilçeyi sorunlar yumağına çevirdik. Buradan uyaralım. Bizden söylemesi…