“Ben, bir hayal taciriyim. Paranın satın alamayacağı şeyler satıyorum. Öz güvensiz için cesaret, ihtiyatsız için sağduyu, intihara meyilliler için virgül, küçük bir virgül. Öykülerini yazmaya devam edebilsinler diye. Dünya üstlerine yıkıldığında bile.”
( Rüya Satan Adam filminden )
Rüya satmak mümkün müdür? Biz, sadece rüya mı görürüz; yoksa rüyalarımızı yaşamaya olanağımız olabilir mi? 2016 senesinde vizyona giren, senaryosunu L.G. Bayao’nun kaleme aldığı, yönetmen koltuğunda Jayme Monjardim’in oturduğu, başrollerdeyse Cesar Troncoso ve Dan Stulbach’ın yer aldığı bir film. Filmde intihar girişimi esnasında bulunan bir adamı konuşmalarıyla o anki çirkin dünyasından güzel olabilecek, iyileştirici bir dünyaya davet eden acımasız yaşam deneyimlerine sahip bir bilge. Filmin psikolojik boyutu çok yüksek.
Dünyadaki En Büyük Satıcı
“Düşlerim değersiz, planlarım yanıltıcı, hedeflerim olanaksızdır. Eylemle tamamlanmadıkça tümünün hiçbir değeri yoktur.” Esinlendirici kişisel gelişim kitapları alanında Dünyanın en çok okunan yazarı olan Og Mandino’nun kitabından küçük bir alıntı. Bir uçak yolculuğunda okunabilecek kadar hızlı; ancak bir ömür boyu düşündürecek ve tekrar tekrar okunabilecek kadar da etkili bir kitap. Yazar kitabında, kendi alkol probleminden ve ölümün kıyısından tekrar hayata dönen birini ve satıcı olmak için gerekli özelliklerini anlatıyor. Yazar: “Denemekten korkma. Büyük kalkanların arkasında durma. İyi ve güzel alışkanlıklar geliştirmek için çaba sarfet. Kendini sev; ama arzularının kölesi olma. Hayatta ödüllerin seyahatin başında değil; sonunda olduğunu anla. Eyleme geç. Kendini çok fazla ciddiye alma. Seni geride tutan şey; aslında korkudur ve korkularının üzerine git.”
Yaşam Bu Olsa Gerek
Aslında hepimiz, bir satıcı değil miyiz? Yaşamımızdaki başarı ve mutsuzluğumuz, büyük ölçüde kendimizi başkalarına nasıl gösterdiğimizle ilgili değil mi? Belki de bir başkasına verdiğimiz umut anında kendimiz, karanlık dünyamızda gidip gelmeler yaşıyoruz. Yaşıyoruz yaşamasına; fakat o kişiye ya da kişilere de bir sözümüzle ya da bir davranışımızla ilham oluyoruz, farkına varmadan. Yaşam, bu olsa gerek. Her anımızda birilerine dokunabilmek, onlara gelecek vaat etmek heyecanını bulabilmekle eş değer yaşamak.
Öğrencimin Ağzından
“Bu noktaya Oğuz Veli Ortaokulu’nda sizinle tanışmakla geldim. Aklımda, sadece liseyi yazılım üstüne okumak vardı. Sizinle tanıştığım gün, yaşamımın en güzel günüydü. Bugün, Makine Mühendisiysem, sizin sayenizde. O zamanlar benim içimdekini gördünüz. Beni bu anlamda sözlerinizle yönlendirdiniz. Tek niyetim, hayalim, sizin gibi, insanların içindekileri keşfedip yapabileceklerini görmek ve onları bu doğrultuda yönlendirmektir. Bence, insanların yaşamlarına dokunmak kadar iyileştirici bir etki daha yok. İnsanlık adına güzellikler oluşturmak, Dünyayı daha güzel bir yer haline getirmek, benim için bir ilke oldu. Tüm bunları, sizden öğrendim ve başkalarının yaşamlarına dokunarak sizin ışığınızı devam ettireceğime söz veriyorum.”
Dünyada güzel bir yaşam istiyorsak, çevremizdekilere ışığımızı yayalım. Belki o an, o ışığın yansımasını bekleyen birileri vardır. Böyle kişilerin uyanmaları için sözünüzü, davranışınızı onlardan esirgemeyin. En iyi ya da en kötü anınızda bile kendiniz olun, akışta olun ki düşünce, sevgi aktarımı yaşanabilsin.