Bir önceki Maliye Bakanı Alişan Şan, geçen yıl bu zamanlarda 2023 yılı bütçe rakamlarını açıklarken, 2023 yılında toplam giderlerin 35 milyar 850 milyon TL olarak hesaplandığını ifade etti. O dönem hesaplanan gelirimiz ise 32 milyar 800 milyon TL idi.
Bir önceki Maliye Bakanı Alişan Şan, geçen yıl bu zamanlarda 2023 yılı bütçe rakamlarını açıklarken, 2023 yılında toplam giderlerin 35 milyar 850 milyon TL olarak hesaplandığını ifade etti. O dönem hesaplanan gelirimiz ise 32 milyar 800 milyon TL idi.
Bütçe açığı 3 milyar 50 milyon TL, bir başka ifadeyle yüzde 9 oranında açık vardı.
Bu açık nasıl kapanacaktı? Her zaman olduğu gibi Türkiye’den gelen yardımlar ve bankalardan borçlanarak kapanacaktı.
Bu rakamlar açıklandığında 3 Kasım 2022 tarihinde bu köşede şunları yazmıştık.
Peki gelirlerin artırılması için bir çare düşünülüyor mu?
Mesela kayıt dışı ekonominin üzerine gidilecek mi?
Ya da gümrük ve vergi dairesinin işleyişi daha verimli hale getirilerek, vergi gelirleri artırılacak mı?
Geride kalan bir yıl içinde ne yazık ki bu sorulara olumlu bir yanıt veremedik.
Neden bu bütçe rakamları bizi bir türlü düzlüğe çıkarmıyor?
Çünkü gelirlerinin neredeyse yüzde 80’ini kamu maaşlarına ödeyen bir devlet öyle kolay kolay bir yaraya derman olamaz. Çünkü tüm yoğunluğunu maaş ödemelerine verir.
Bakın iki ay içinde her yıl olduğu gibi yine 13’üncü maaş tartışmaları başlayacak.
“Ödendi, ödenemedi, geç ödendi” tartışmaları yapıldıktan sonra devlet bir şekilde borç harç bu maaşları da ödeyecek.
Peki ya sonra…
Bundan 10 yıl sonra bizim çocuklarımız bu maaş düzeninde bu ülkede hayata tutunabilecek mi? Yoksa artık kamu da ağzına kadar dolup taştığı için bu verimsiz ekonomide göç etmek zorunda mı kalacaklar?
Gecen yılki bütçe görüşmelerinde şu cümleler sarf ediliyordu:
“Kamu maliyesinin ana hedefi; mali disiplinin sağlanması, sürdürülebilir kamu finansman dengesinin kurulması, gelir artırıcı tedbirler yanında harcama disiplini sağlanarak, kamu kaynaklarının verimli kullanılabilmesinin sağlanması…”
Yapılabildi mi? Cevabı ortada…
Umarız artık sadece maaşları ödemekle yükümlü bir bütçe mantığını terk ederek, bu ülkenin kanayan yaralarını tedavi etmeye çabalayan bir anlayış geliştiririz.
Aksi halde bu yılki bütçe de tıpkı geçen yılki bütçe gibi delik deşik olup yamalı bohça olmaya adaydır.
Geçen yıl Maliye Bakanlığı koltuğunda oturan Alişan Şan, “inşallah ek bütçeye ihtiyaç duymayacağız” diyordu. Oysa biz yılın son üç ayında tüm ödenekleri tükettiğimiz için yine ek bütçe peşine düştük.
Bu kısır döngünün artık bir an önce sona ermesi lazım. Bizden söylemesi…